ALEVİ KIZILBAŞ İNANCININ ELEŞTİRİCİ TARİH YÖNTEM SORUNU ve 12 İMAM ANLAYIŞI ile 16 yy ASİMİLASYONU

Alevilerin ; Hz Ali ,Ehli Beyt, Peygamber hakkındaki görüşleri esas alındığında nefeslerimizde ki ve dedelerin edebi anlatışlarında ki aşırılıklar 16.yüzyıldan itibaren Şii Caferi batıni tesirle Nübüvvet velayet ,Gadirhum ve Alinin soyunu ,onun kendilerinin gördüklerinin ötesinde mübalağalı ve efsaneleşmiş şekliyle görmeyi İNANIŞLARININ esası olarak görmeleri büyük yanılgı olmuştur.
 Tarih: 22-02-2020 19:05:36   Güncelleme: 22-02-2020 19:09:36
ALEVİ KIZILBAŞ İNANCININ ELEŞTİRİCİ TARİH YÖNTEM SORUNU ve 12 İMAM ANLAYIŞI ile 16 yy ASİMİLASYONU

Alevi Kızılbaşların Ali ve oğullarını ,tarihi gerçeklik içinde değil, menkıbevi , masallaştırılmış bir biçimde görüp göstermeyi Ehli Beyti zaten var olan karizmalarının ötesinde masallaşmış şekilleriyle takdim etmeyi ,faaliyetlerinin temeli kılmışlardır.

Sözde islamın özüyüz diye ortalıkta dolanan zatı muhteremler;12 imamların yaşamadıkları bir inancın ritüellerini ,erkanlarını yaşamış gibi göstermeleri ;57 islam ülkesinde ve Türkiyemizde ki işin uzmanı bilim insanlarının yüzyıllardır kaynağından yaptıkları ciddi araştırmalarda tarihsel bir vesikaya rastlamamaları bu evladı resulcu ve islamın içiyiz diyen zatı muhteremlerin gerçeği görmemeleri çok acı bilgi fakirliği ve acizliktir.

Ali ve on iki imam ile ilgili inanışların düzeltmeleri ve tarihi gerçeklik içinde Şii Caferi kaynaklar açısından değerlendirilmesi doğruların tesbiti açısından daha yararlı olacaktır. Çünkü Ali ve on iki imamların ve ardıllarının yaşadığı bölge ve dağıldıkları yerleşim alanlarında ki sosyal ilişkileri getirdikleri dinsel ritüelleri ;din sosyolojisi,din antropolojisi ve din etnolojisi ,din psikolojisi gibi çağdaş din bilimlerin verileriyle sağlıklı bir şekilde değerlendirilip ,resmi ve geleneksel din anlayışından sıyrılıp bilim dilinde verildiğinde Ehli Beytin yaşamlarında cem , semah , Batınilik,müzik,nefes,gülbank,tenasuh,devriye Hakkı insanın cemalinde görmeyi ,tek eşlilik , kabeyi insan ve insanın gönlü olduğuna dair hiçbir ip ucuna rastlamadığımızı bu konunun uzmanı Şii, Sünni kaynaklar da ve bizim çalışmalarımızda göremediğimiz en büyük ilmi gerçekliktir.

Alevi Kızılbaş inanışında Ehli Beytin felsefesine dinsel ve sosyal yaşamına taban tabana zıt olmasına rağmen Alevilerin kimlik mücadelesinde 12 imamlara kendi kimlik anlayışını giydirerek ,ona biçtikleri elbisenin 16yy daki büyük kırılmaların yaşandığı alt üst edilen inancın üstüne örtülen şii felsefesi, mesiyanik beklentiler,nübüvvet,velayet gibi temel şii dinamiklerine ait olmasına rağmen ;alevi kızılbaşların anakronik sorunları haline getirilip nefeslerde işlenmesi,cemlerde gülbanklara 12 imamların girmesi ona göre dizayn edilmesi ,12 hizmetin 12 imamların isminin verilmesi ardından 15.yy da üçleme duazimamların zerresi yok iken ;16yy da başlayıp yoğunlaşan duazimamların , mersiyelerin, zülfikarnamelerin yazılması ,7 ulu ozan safsatası ile Şiileştirme politikası,Hz Ali cenknamelerinin cemlere sokulması, ardından hiç bilmedikleri imam Cafer buyruğu gibi şii Caferi söylemleriyle oluşturulan yeni bir olgunun alevi kızılbaşların sosyal ,inançsal yaşamlarını ,ibadetlerini düzenleyen bir kitabın çıkıp ,imam Cafer ile alakası olmayan bu kitabın Erdebil dergahı dedeler aracılığı ile cemlere Türkmenlerin bulundukları yerlere götürüp pazarlamaları ikili kültür ve inancın kıskacında kalarak hem Osmanlı hem de Safevi şii Caferi kolonizatörleri aracılığıyla asimilasyonun kucağına atmıştır.

Alevi kızılbaş inancının önderleri , pirleri , mürşidleri geçmişten günümüze biz aleviler hariç diğer bilimsel toplantı ve araştırmalarda milliyetçi, hümanist, İslamcı, devrimci v.b yaklaşımlar ortaya atıp ve bunları destekleyici verilerle kültürel kimlik bunalımıyla tanımlamaya çalıştılar.Ama bu işin özneleri bunları kabul etmediler.Geleneksel inanç anlayışını hiç bir bilimsel süzgeçten geçirmeden ; amatörce bilim dili ve alt yapısı olmadan çıkan yayınlar ise Aleviliğin doğuşunu değil, Şiiliğin doğuşunu anlattılar yazdılar çizdiler.
İnanç ve kültür adına çok ciddi ve endişe verici bir sonuç ortaya çıkmıştır.İnaçsal bilincin ,kültürel kimliğin tarihi temellerinin deformasyonu olarak karşımızda ki sorun katmerleşmiştir. Çünkü kendi yaşadıkları çağdan çevreden siyasi sosyal kültürel kendi benlik kimliğinden çıkarılarak bugünkü inançsal ve kültürel tercihlerimizin elbiseleri giydirilmeye çalışılan bu insanların gerçekle ilgileri bağları koparılmış ,böylece tarihi şahsiyetleri bozulmuş olmaktadır.Örneğin Hz Ali ,Ehli Beyt ,taban tabana zıt Hünkar Hace Bektaş Veli,Ahmet Yesevi,Yunus Emre bu deformasyon sürecinin önüne geçilebilmenin tek çaresi bu meseleleri eleştrici tarih yöntemi ışığında bilimsel olarak ele almak bu şekilde yapılacak araştırmaları popülarize ederek halka sunmaktır.İşte o zaman Hz Ali ,Ehlibeyti,Hünkarı,Yunusu ,Ahmet Yeseviyi iyi anlayabiliriz.Aşk ile...

Sosyolog/İbrahim ERGİN

 

  Bu haber 1805 defa okunmuştur.   Editör: welg medya   Kaynak: welgmedya haber
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER ANALİZ Haberleri
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI