SİSTEMİMDİK EZBERİNİ BOZMAYAN BAŞARI DENEN HAKİKATE VARAMAZ

Nedir sistematik ezber.?

Egemen olan mevcut yönetimin hüküm değerler bütünü.

Tamda burada bir iki kelam etmek gerekir.

Hani aydın bir toplumuz ya.!

Tabi önce argümanları ortaya koyalım.

Zahir dediğimiz nedir.?

Bu dünya yani elin tutuğu gözün gördüğü mantığın erdiği aklın hükm etiği yer Zahir alemdir deriz değil mi?

Anlaşılır bir hal ile söylüyorum.

Batın dediğimiz nedir...?

Hani bir şöylem vardır, din uydurur Teoloji anlamlandırır felsefe sorgular bilim kanıtlar, (batın dediğimiz tamamıyla teoloji ve felsefedir)

Anlaşılır hal ile akıl mantık ve sorgulayan aklı mat etmek için bir zekâ kelime (oyunu) ürünüdür.

Bir başka hal ile de daha keşfedilmemiş ve ulaşılmamış bilgidir.

Dört kapı kırk makam dediğimiz tanımlama da anlaşılır hal ile günümüzün karşılığı ise’ ilk öğretim lise üniversite ve doktora dır (yani titel, unvan, makam)

Hal böyle ise burada bir bilinç kategorisi söz konusudur.

Biz yazı yazarken hangi bilinç kategorisine hitap ediyoruz, hepsini bir kategoriye koyarak mı kelam ediyoruz.?

Eğer böyle ise’ burada bir kere hata yapıyoruz, önce bunu bilmemiz gerek.

Ben üst bilince ermişim ve o pencere den yazıyorum diyorsak’ burada bilinç düzeyi ilk öğretim seviyesin de olan bir insanında okuduğunu ve yazdığımızın ona zulüm olduğunu veya bir küfür gibi geldiğini bilmemiz gerek.

Ama eğer ilk öğretim bilinci ile fikir bilgi yazıp paylaşıyorsak’ bunun da üst bilincin aklı ile alay etiğimizi de bilmemiz gerek, çünkü aydınlanmış bilinç çok mesafeyi aşmıştır.

Ya da kendimizi hangi bilinç düzeyinde kategorize ediyoruz, bunu neye göre belirliyoruz.?

Ölçü ve kıstası nedir.?

Bu durumu da bilmemiz gerek.

Hal böyle ise kararı ve ölçüyü siz belirleyin derim ve bakalım ne kadar bilgili, kamil, Arif, veya yol ehli olarak Zehir’i bal edebiliyoruz...?

Alevilik Erkan’ı bir okulu eğitim sistematiği (tekâmül)öğretisidir ve buna biz dört kapı kırk makam demişiz.

Talip Rayber Pir Mürşit ve bu bir ikrar ile birbirine bağlanmıştır, ritüeller olarak saz söz semah kelam cem nefes dem muhabbet vs gibi argümanı kullanmıştır.

Bu durum İslam’da ki 5 şar 32 farz anlayışına karşı tamamıyla tanrıya karşı şirktir katli vaciptir. (Tövbe

Süresi 5 ayetinde hükmü nettir)

İslam’daki 5 şart 32 farz da biz Alevi yol erkanında tamamıyla yolda düşmedir ve adı düşkünlüktür.

Peki hal böyle ise bu akıl karışıklığımız nedir...?

Bu yuvarlak laf kurnazlığı kelime oyunu yapma halimiz neyin nesi...?

Geçenlerde fetva veren bir hoca ne diyordu Ali de bizim Hüseyin’de bizim Hasan’da bizim 12 imam da bizim sen ne hakla bizim kutsalıma sahip çıkıp laf kurnazlığı yapıyorsun.?

Önce İslam’ın 5 şart 32 farz hükmüne uygun göreme seni, yoksa git kendine başka oyuncak bul diyordu.

Şimdi belki birilerimiz diyecek biz İslam’ı başka yorumluyoruz mana kapısı deyip akıl kelime oyunu yapacağız, şimdiden şöyleyim hiç bir hükmü yok.

Aslı olan bir toplumum kendisi kendi inancını tanımlamasıdır.

Onun için net olmamız gerek.

İslam’ın hükümde beli, yolunda hükmü beli.

Alevilik yaşamak isteyen cem evine gider.

İslam yaşamak isteyen camiye gider kimsenin yolunu kesmedik bugüne kadar.

Ama cem evinde İslam’ı arayıp yaşamak isteyen lütfen en kısa zamanda yolunu bizden ayırıp caminin yolunu tutması mert ve asalet sahibi olmamın ölçüsüdür.

Öyle zahirde Ali budur batında budur 12 imam sırdır yok kamil’lik mertebesinde söyle böyledir yok bu manadır yok felsefedir yok metafizik karşılığı budur yok herkes bu sırı bilmez yok burası yeri değildir kelime akıl oyunu yuvarlak laf etmenin lüzumu de yoktur çigeram.

Öyle bukalemun gibi ortama kişiye göre renk şeker şerbet bizlere yakışmaz.

Bizim Pirlerimiz şeriat Kılıç’ı boynunda iken toplumu camiye koymamak için takiye yapmak zorunda kalarak akıl ve zeka ürününü kullanarak bir çok argümanı kullanmışlar dır ama Avrupa’da buna mecburi değiliz sevgili kardeşim.

Bizim Pirlerimiz zalimim karşısında yuvarlak laf etmemişlerdir ölüme dahi anlı başı dik gitmişlerdir.

Hani peygamberleri esas alıp örnek alıyoruz ya.

Önce bir peygamberi anlaman gerek güzel kardeşim.

Bütün peygamberler istisnasız atalarını ve dinini ret (kaba tabir ile inkâr) etmişlerdir ve kendi düşüncelerini din diye insanlara dayatmışlardır ve ezberi bozarak başarılı olmuşlardır.

Örneğin Hz. Muhammed’in ataları Yahudi idi ve dini de Yahudilik idi ama o kendi dinini yaratı o dönem çağında da bir devrimdir bunu da kabul etmemiz gerek.

Ama biz hala sistematik ezberlerin peşine sarılmış ok Ali olmasa, on iki imam olmasa, onu yok sayarsak, bunu çıkarırsak Alevilik yok olur biter diyoruz.

Aslında tamda bu kiralık akıl ile yok olup gideriz gözüm gör artık.

Oysaki atalarımız bin beş yüz yıl evvel peygamberi kapımın önüne koymuşlardı ve dahası daha Allah ile cihan olmadan evvel künyede cismimiz var idi demişler.

Turi sinanın teçellasıyız demişler.

Bir gecelik misafir kaldık Meryem’de Hz. İsa’nın öz babasıyız demişler.

Kendisini evveliye ahiriyle koyup bir derinlik vererek kadimim kalu beladan evvel varım demişler.

Peki güzel kardeşim bu binlerce hakikati dillendiren bu yola hayat veren kelamları yok mu sayacağız..?

Peki sistematik ezberi bozmadan başarı olmanın şansı nedir güzel kardeşim artık söyleyin de bizde anlayalım artık.

Onun için diyorum

Herkes emeli inancı ile varsın artık mutlu olsun

Ama ben tercihimi yaptım.

Ya Hızır

Vücut emelimi ettim Beytullah.

Gül cemali eyledim cennet.

Aşkı ve sevgiyi ettim din imam.

Sen var halimi böyle kabul eyle.

Gerisi aleme hediyem olsun

Cümlesi hayrını görsün

Bu arama kapısı artık bizden uzak olsun

İnsanlık artık esas olsun

Bilim bize delil olsun

Şiarımız enel Hakk olsun

İnsanın dili artık aşk ile konuşsun

Hürmetlerimle

Yüksel’i