Temel DEMİRER

TOPLUMSAL HAFIZAYA KATKI, GELECEĞİN YOLUNU AÇAR[*]

Temel DEMİRER
  09-07-2024 11:36:00

TEMEL DEMİRER

 

"Bunca yıl

sönmemiş umudum,

nisan değilse mayıs,

perşembe değilse pazar."[1]

 

Sendikal faaliyetlerini, "Kolayca amacına varan bir grev insanlara nasıl örgütlenileceğini, nasıl beraberce çalışılacağını öğretmez. Grevin serti iyidir. Biz, insanların hep beraber çalıştıkları zaman ne kadar kuvvetli olabildiklerini kendi gözleriyle görmelerini istiyoruz,"[2] diye tarif edenlerden ve en önemlisi de "Hiç tevazu göstermeden söylüyorum, yaşamımı onur ve dürüstlük üzerine kurguladım"... "Özeleştirimi de yapıyorum, birçok insandan özür diliyorum" (s.508) diyenlerdendir Müslüm Şahin (abim).

Yaşadıklarına dair anı ve değerlendirmelerini topladığı 'Bir Zamanlar DİSK Vardı' başlıklı[3] çalışmasını; "Her koşulda direnen iki devrimci sendikacı büyüğüm; Kemal Türkler ve Abdullah Baştürk'ün anısına" (s.5) ithaf ederken; Sigmund Freud'ün, "Bir gün dönüp geçmişe baktığınızda, mücadelelerle geçen yılların hayatınızın en güzel yılları olduğunu fark edeceksiniz," (s.6) notunu da düşüp ekliyor:

"Biliyorum ki bu kitabın bazı bölümleri, bazı kişi ve çevrelerce tartışma yaratacaktır... Kitabı okuyanlar düşüncelerini, eleştirilerini, kızgınlıklarını e-mail adresime gönderirlerse içeriği ne olursa olsun, küfür bile olsa, ikinci baskı yaparak yayınlayacağım." (s.19)

* * * * *

Müslüm Şahin, kimilerinin "uvriyerist" diyebileceği denli sınıf siyasetinden yanadır.

İşçi sınıfının tarihsel devrimciliğinin kapitalist sistemin doğasından kaynaklandığını; sınıfın yaşamak için emek gücünden başka bir şeye sahip olmadığının, yani üretim aracına sahip olmamasından ya da mülksüz bir sınıf olmasından kaynaklandığının altını çizenlerdendir.

O sendikal mücadeleyi bu açıdan kavrar; Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun (ITUC) 2023 'Küresel Haklar Endeksi Raporu'na göre, Türkiye, 148 ülkede işçiler için en kötü 10 ülkeden birisi[4] olsa da... Ya da belki de tam bu nedenle!

Veya "sendika seçme özgürlüğüne müdahale suçtur" ya da "Anayasa'nın 48. maddesine göre herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme özgürlüğü vardır. Anayasanın 51. maddesine göre de çalışanların sendika kurma ve dilediği sendikaya üye olma hakkı vardır. Buna olumlu sendika özgürlüğü denir. Çalışma ve sendika özgürlüğü, anayasal haktır," denilse de bunların lafta kaldığı ve hakkın, ciddi boyutlarda ihlâl edildiği koşullarda...

Ancak her şeye karşın yazarın işçilik ve sendikal mücadele yılları sınıfın kavgasıyla başlayıp, anlamlanırken; "İçimde Muhalif Bir Rüzgâr Şekillenmeye Başlıyor" (s.33); "MTA Sondaj Kampında Yeniden İşbaşı ve Sondörlük Günleri" (s.37); "Sendika Çalışmaları Başlıyor" (s.43); "Siyasal İçerikli Anadolu'daki İlk Grev, 'Hasançelebi Grevi'..." (s.88); "Linyit Kömürünün Zehir'e Dönüştüğü İlçe, Yatağan" (s.138) bölümlerinde aktarılır.

Elbette hiçbir şey kolay değil, büyük fedakârlıklara mündemiçtir; örneğin 2014'te 18 kişinin öldüğü maden faciasının sorumlusu maden patronu Abdullah Özbey, bu suçtan hapis cezası aldı. Çıkar çıkmaz AKP'den vekil aday adayı oldu. Şimdi elinde madencinin kanı, cebinde işçiye ödenmemiş tazminatlar dururken, yeni CHP'li başkanla beraber iftar ziyafeti verdiğini görürüz[5] veya sendika hakların kâğıt üzerinde kaldığına dikkat çeken Birleşik Kamu İş, uluslararası sözleşmelerin çiğnendiğine işaret eder.[6] Sınıf temelli sendikal mücadele, böyle bir coğrafyada hayata geçirilmektedir ki, bu yanıyla da çok öğreticidir.

* * * * *

O zamanlar sendikal mücadele demek DİSK demekti...

Müslüm Şahin "DİSK, TKP ve Ülke Gerçekliği Üzerine Birkaç Söz" (s.139); "DİSK Kongresi" (s.144); "Çelişkiler Sarmalında 1. Ören Toplantısı-1978" (s.149); "Cevapları Bir Ömür Sürecek, Ören Konuşmam" (s.419) bölümlerinde net biçimde sergilendiği üzere, "... 'Çağdaş sendikacılık', 'Şeffaf sendikacılık'... bunlar içi boş sözlerdir" (s.431) diyen sosyalist bir sendikacıydı; özellikle Ören'deki uzun konuşmasında tarif ettiği gibi.

"Sendikacılar ne yazabilirlerdi ki anılarında? İşçilere nasıl ihanet ettiklerini mi, yoksa toplu sözleşme masalarında işçileri nasıl sattıklarını mı, yoksa yolsuzluklarını mı yazacaklardı?" (s.17) satırlarında ifadesini bulan hâle ilişkin olarak daha önce 'DİSK'in 'Ören Tezleri' ve Sosyalist Tavır'[7] başlıklı yapıtta benzer tutumları deklare etmiştik.

* * * * *

Dev-Maden Sen'deki mücadelesi ve sınıf hareketine ilişkin anti-bürokratik duruşuyla o, alışılmış sendikacılardan değildir. "Avrupa'da DİSK Çalışmaları ve Yücel Top" (s.283); "Sendikadan İstifam" (s.458) bölümlerinde açımladığı tutumuyla...

Sendikal bürokrasi işçi sınıfı hareketinin sırtındaki kene iken; sendikalarda taban demokrasisi, işçiler için çok önemlidir. Çünkü "sanayi devrimi"yle fabrikalardaki sömürü ve sefalete karşı işçilerin sendikal çabaları sömürüye karşı isyanıdır. O günlerden beri sendikalaşma çabaları zor yılları göğüsleyip, ağır bedeller ödenmiştir.

1830'da İngiltere'de Chartist Hareket sürecinde, 4 Mayıs 1886'da Chicago'da Haymarket -Samanpazarı- Katliamı'ndan bugünlere işçiler sendikacılık tarihini kanla yazmışlar ve onu satanlarla da mücadele etmişlerdir.

1899'da Fransa'daki bir fabrikada işçiler greve çıkar. Patron grevi kırmak için denetimindeki bir başka sendikayı öne sürer. Patronun desteklediği sendikanın kaldığı binanın cephesi sarıya boyalıdır. İşçiler grevi yürüten sendika ile patronun emri ile grevi kırmaya çalışan sendikayı ayırmak için sarı renkli binadaki sendikaya "sarı sendika" adını verirler. Patron sendikası da bu terimi kabul edip, ardından "Sarı" başlıklı haftalık gazete bile yayımlan ve bu terim de sonra tüm dünyaya yayılır.[8]

Kaldı ki "Sarı Sendikacılık" sadece işveren yanlısı sendika demek değildir. Siyasi gücün önünde diz çökmektir.

Oysa sendika, işçi sınıfının evrenselleşebilmiş örgüt biçimidir ve sendika özgürlüğünden söz edebilmenin birinci koşulu kuruluş serbestliğidir. Herhangi bir idari makamdan izin, onay alınmadan sendikaların kurulup tüzel kişilik kazanabilmeleri sendika özgürlüğünün ilk adımıdır.

Sendika özgürlüğünün ikinci koşulu sendika çokluğu ilkesidir. Sendika çokluğu ilkesine göre işçiler dilerlerse işyeri, meslek, iş kolu sendikası kurabilirler. İşçiler dilerlerse bunların hepsini birden kurar, dilerlerse üst örgütler federasyon, konfederasyon çatısı altında örgütlenebilirler.

Sendika özgürlüğü sendikalaşma hakkının var olup olmadığını belirleyen temel ölçütlerden birisidir. Sendika özgürlüğü işçinin sendika seçme özgürlüğü ile bir arada olur. Sendika kuruluş serbestisi ve sendika çokluğu ilkesinin yaşama geçmediği yerde sendika seçme özgürlüğü yoktur.

Tıpkı coğrafyamızda olduğu gibi...

Sendikaların zayıf olmasının en önemli nedeni devlet ve patron kaynaklı baskı ve engeller olsa da tek nedeni bu değil. Devlete, patronlara yaslanan ya da onlar tarafından terbiye edilen sendikal bürokrasidir de! Eğer sendika yöneticisi, sendikadan nemalanıyorsa, sendika çokluğu ilkesini rekabet olarak görecektir.

Bu da sendikalardaki demokrasi ve şeffaflık yokluğundan beslenir.

İşte birkaç örnek...

- Öz Sağlık İş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda grev kararı aldı. Ancak ortaya atılan iddiaya göre işveren sendikası TÜHİS'le anlaşma sağladı. Sendikanın grev kararını ise işçilerin tepkisini dindirmek için aldığı öne sürüldü. İşçiler, iddiayı doğrularken grev kararının sadece göz boyama ve işçilerin tepkisini dindirmek için alındığını söylediler.[9]

- Öz Sağlık İş Sendikası, üyelerine ve yeni üye olacaklara 500 TL'lik "Pandemi armağanı" vereceğini duyurdu. Üye sayısını 6-7 yılda 67 kat artırarak 185 bine çıkaran sendikanın para dağıtması da yasal değil.[10]

- Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilâtlandırma Sekreteri, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, MHP genel başkan yardımcıları Mevlüt Karakaya ve Semih Yalçın hakkında "hakaret, tehdit, şantaj" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Ankara Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı olduğunu söyleyen "Mustafa" isimli kişinin, "Biz MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin talimatı ile geldik. Sayın Genel Başkanımız sizden Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanlığı görevinden istifa etmenizi talep ediyor" dediğini belirtti.[11]

- AKP hükümetine yakınlığı ile bilinen Hak-İş'e bağlı Öz Ağaç İş Sendikası Genel Başkanı Tuncay Dolu'nun, 15 Temmuz darbe girişiminden 7 ay sonra hastaneye dilekçe vererek gazilik unvanı aldığı ortaya çıktı.[12]

- AKP hükümetine yakınlığıyla bilinen Memur-Sen'e bağlı Büro Memur-Sen'de genel başkan Metin Yılancı'nın denetleme kurulunun "yolsuzluk" yapıldığı tespiti sonrasında yönetim kurulu tarafından görevden alındığı öğrenildi.[13]

* * * * *

Sendikal mücadeledeki kararlı mücadelesiyle yazarımız da 12 Eylül 1980'den "payına düşeni alanlar"dandır; "En Uzun Gecenin Ertesi Günü: 12 Eylül 1980" (s.204) başlığı altında aktardıklarıyla...

Oradan yolu "Suriye, Beyrut ve Filistin Kampları"yla (s.241) Ortadoğu'ya düşmüştü; "20 tane yoldaşınız savaşıyor. Sizin de onlarla aynı kampta kalmanız, onlarla aynı yemeği yemeniz, onlarla eğitime katılmanız, askerlik yapmanız, Filistin halkının onurlu mücadelesi yanında onlarla savaşmanız gerekmiyor mu?... 20 yoldaşıyla bile hayatı paylaşamıyor. İki örgüt bürokratı kendine özel ve ayrı bir hayat kuruyor!" (s.251) itirazıyla.

Zor yıllardı, örgütsel soru(n)ların öne çıktığı aidiyetlerin tartışıldığı yıllardı. Müslüm Şahin yapıtındaki "Şeflerin İşgali Altında Dernek Çalışmaları; Elif, Mesut, Bülent ve Diğerleri" (s.271); "Olumsuz Bir Prototip; Bülent Uluer" (s.309); "Sosyalist İşçi Grubu ve Londra'dakiler" (s.332) bölümlerinde bunlara değiniyor.

Satırlar, anlatım, vurgular "sert" mi? Evet...

Farklı anlatılabilir miydi? Bilemiyorum...

Ancak insan ve örgütsel ilişkiler ağında beklentilerin abartılmaması yanılgıları azaltılabilir (miydi?)

Tıpkı sosyalizm tarihi ve iddiaları gibi...

Malum "Hakikât şey ile zihin arasındaki uygunluktur."[14] Söz konusu "uygunluk" ise her an sağa sola çekiştirilip, çarpıtılmaya müsaittir.

Tıpkı "MTU-Macaristan Kongresi ve Sokaklarda Sosyalizm Arayışım" (s.183) bölümünde gördüklerinden etkilenip, "Ben Marksist-Leninist, Stalinistim ve Enternasyonalistim" (s.187) diye haykırdıktan sonra, "O günün Kurtuluş'unun sosyalizm anlayışına ve o günün ruh hâline uygun şeyler söyledim, bugün anlayışımdan uzak... Stalin'in canı cehenneme. Ekim Devrimi bir sosyalist devrimse Stalin'de bu sosyalist devrimi yok eden bir karşı devrimcidir. Bu çok açık bir gerçektir." (s.188-189) denildiği gibi.

"Kirve Kalender-Temel Demirer" (s.323) bölümünde beni onore eden Müslüm Şahin (abim)'in sosyalizm tartışması ve "Stalinizm" mevzuundaki tutumu gibi. Sosyalizmin geri çekilen dalgası ya da reel sosyalist deneyim "Stalinizm" kavramının kolaycılığıyla kavranamaz; daha derindir, kapsamlıdır.

Sağ olsun beni satırlarında "İflah olmaz bir Sovyet yanlısıdır. Ayrıca Stalinisttir" (s.324) diye tanımlayan yazar, benim örgütümden "Troçkist" diye atıldığımı duymuş(mu)dur.

Hiçbir dönemde kendimi ne "Stalinist" ne de "Troçkist" diye tanımlamadım. Her koşulda ve hâlâ Marksist-Leninist'im; Paris Komünü, Ekim Devrimi'ne ve Çin, Küba, Vietnam'a büyük değer atfederim. 1938 Moskova Mahkemeleri'ni onaylamam ve "sivil toplum"cu liberaller ile post-modernlerden de hiç hazzetmem.

Bu arada "Kirveyle nasıl tanıştığımızı net hatırlamıyorum," diyen yazara, bizi "Kurtuluşçu Seyhan Şanalan'ın tanıştırdığını hatırlatıp, onun Müslüm Şahin (Abiy)i, "Çok sert ama çok sempatik ve samimi" diye tarif ettiğini de not edeyim.

Ben de "Bana Stalinist" diyen yazarın, sevdiğim, saygı duyduğumu, ancak görüşlerinin çoğunu paylaşmadığım değerli bir sosyalist olduğunu ifade edeyim.

* * * * *

Ve "Fransa-Parlez Vous Français Monsieur?" (s.260); "Paris'te Mültecilik ve Yaşam Koşulları" (s.268); "İyimser Bir Kayısı Çiçeği; Mehmet Koç" (s.326) bölümlerindeki sürgün kesiti hiç yabancısı olmadığım ve unutamadığım el kapılarının gri gökleri altında Seyhan (Şanalan) yoldaşımı kaybettiğim bir gayya kuyusuydu...

Çok şeyi öğrenip, çok şeyi de kaybederek kazandığım bir kesitti ve hayat hepimizi orada sınadı, sigaya çekti.

Ve nihayet "Memleket Hasretini Düz Ovada Kuşatmak; 10 Yıl Sonra Vatan Topraklarındayım" (s.389); "Kaldığım Yerden Yürüyüşe Devam Çabalarım ve Önerilerim" (s.413); "ÖDP'li Yıllar" (s.482); "Yedi Tepesinde Sekiz Kere Ömür Tüketilen Şehir; İstanbul" (s.504); "İsviçre'ye Dönüş ve Yeniden Dernek Çalışmalarım" (s.523); "Sular Akar, Yol Bulunur; Köye Dönüş" (s.533) bölümleriyle sürgün sonrasının meselelerini anlatıyor biz(ler)e...

* * * * *

'Bir Zamanlar DİSK Vardı'yı okuduktan sonra birden aklıma, "Bütün çiçekleri koparabilirsiniz, ama baharın gelişini engelleyemezsiniz," dizeleriyle Pablo Neruda ve "Devrimci öyle bir durumda bulunan kişidir ki, yürürlükteki sosyal düzenin nimetlerinden, ayrıcalıklarından hiç yararlanamaz; kendisi için istediği hakları ancak kendini baskı altında tutan sınıfı yıkmakla elde edebilir." "Elbette şu hep geçerlidir: Bir şeyle mücadele etmek için kendini o mücadeleye dönüştürmek gereklidir; başka bir deyişle, mücadele ettiğin şeyin tam zıddı olmak gereklidir, sadece ondan farklı olmak yeterli değildir,"[15] satırlarıyla Jean-Paul Sartre geldi.

Kolay mı? Sınıf mücadelesinin bir cephesi de (bireysel anılarımızı da içeren!) dik durup, umutla diklenenlerin yarattığı toplumsal hafızadır. Çünkü "hafıza-ı beşer nisyan ile malûl" ("insanlığın hafızası unutuşla yaralı") değildir.

Ve en önemlisi zamana direnen toplumsal bellek, geçmişi elekten geçirirken; geleceği etkiler.

Müslüm Şahin (abimin) yapıtı da toplumsal hafızamıza yaptığı katkıyla geleceğin yolunu açıyor.

 

25 Nisan 2024 16:12:56, İstanbul.

 

N O T L A R

[*] Avrupa Demokrat, Mayıs 2024...

[1] Attilâ İlhan.

[2] John Steinbeck, Bitmeyen Kavga, çev: Özay Sunar, Ağaoğlu Yay., 1965.

[3] Müslüm Şahin, Bir Zamanlar DİSK Vardı, Anı&Değerlendirme, Zinde Yay., 2024, 541 sahife.

[4] "Türkiye En Kötü İşçi Hakları Sıralamasında Yine İlk 10'da!", Yeni Yaşam, 19 Temmuz 2023, s.4.

[5] Kaynak: @Basaranaksu_

[6] Mustafa Çakır, "Devlet Güdümlü Sendika", Cumhuriyet, 28 Mart 2019, s.10.

[7] İlker Belek-Temel Demirer-Yücel Demirer-Orhan Gökdemir-Sırrı Öztürk- Müslüm Şahin, DİSK'in "Ören Tezleri" ve Sosyalist Tavır, Sorun Yay., 1992, 189 sahife.

[8] Engin Ünsal, "Zor Yıllar ve Sarı Sendikacılık", Cumhuriyet, 14 Eylül 2021, s.2.

[9] Umut Serdaroğlu, "Sendikadan Sahte Grev", Birgün, 29 Nisan 2022, s.10.

[10] Aziz Çelik, "Çoban Armağanı Sendikacılık", Birgün, 23 Mayıs 2022, s.5.

[11] Mustafa Çakır, "Kamu-Sen'e MHP Ablukası", Cumhuriyet, 17 Şubat 2018, s.4.

[12] Veli Toprak, "Sendika Başkanını Beyanla Gazi Yaptılar", Sözcü, 3 Şubat 2020, s.5.

[13] Mustafa Çakır, "Sendikada Yolsuzluk Depremi", Cumhuriyet, 6 Şubat 2020, s.9.

[14] Louis Althusser, Felsefede Marksist Olmak, çev: İsmet Birkan, Can Yay., 2018, s.101.

[15] Jean-Paul Sartre, Sartre ile Sartre Hakkında, çev: Yücel Göktürk, Metis Yay., 2016. s.48.

 

  Bu yazı 5573 defa okunmuştur.

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP

Bu Yazı'ya ilk yorum yapan siz olun.

  FACEBOOK YORUM

Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

  BİZİ TAKİP EDİN

  • ÇOK OKUNANLAR

      SON YORUMLAR

    PUAN DURUMU

    Takım O G M B A Y P AV
    1 Galatasaray 36 30 1 5 91 31 95 +60
    2 Fenerbahçe 36 26 4 6 90 39 84 +51
    3 Samsunspor 36 19 10 7 55 41 64 +14
    4 Beşiktaş 36 17 8 11 59 36 62 +23
    5 Başakşehir FK 36 16 14 6 60 56 54 +4
    6 Eyüpspor 36 15 13 8 52 47 53 +5
    7 Trabzonspor 36 13 11 12 58 45 51 +13
    8 Göztepe 36 13 12 11 59 50 50 +9
    9 Çaykur Rizespor 36 15 17 4 52 58 49 -6
    10 Kasımpaşa 36 11 11 14 62 63 47 -1
    11 Konyaspor 36 13 16 7 45 50 46 -5
    12 Alanyaspor 36 12 15 9 43 50 45 -7
    13 Kayserispor 36 11 13 12 45 57 45 -12
    14 Gaziantep FK 36 12 15 9 45 50 45 -5
    15 Antalyaspor 36 12 16 8 37 62 44 -25
    16 Bodrum FK 36 9 17 10 26 43 37 -17
    17 Sivasspor 36 9 19 8 44 60 35 -16
    18 Hatayspor 36 6 22 8 47 74 26 -27
    19 Adana Demirspor 36 3 28 5 34 92 2 -58
    Takım O G M B A Y P AV
    1 Kocaelispor 38 21 8 9 68 41 72 +27
    2 Gençlerbirliği 38 19 8 11 57 34 68 +23
    3 Fatih Karagümrük 38 19 10 9 55 36 66 +19
    4 İstanbulspor 38 20 14 4 67 38 64 +29
    5 Bandırmaspor 38 17 8 13 52 45 64 +7
    6 Erzurumspor FK 38 19 12 7 53 31 64 +22
    7 Boluspor 38 17 11 10 66 40 61 +26
    8 Iğdır FK 38 16 12 10 57 33 58 +24
    9 Amed SK 38 14 9 15 43 35 57 +8
    10 Çorum FK 38 14 12 12 49 45 54 +4
    11 Ümraniyespor 38 14 13 11 48 42 53 +6
    12 Esenler Erokspor 38 13 12 13 53 50 52 +3
    13 Sakaryaspor 38 13 13 12 48 54 51 -6
    14 Keçiörengücü 38 14 15 9 60 53 51 +7
    15 Manisa FK 38 14 18 6 50 52 48 -2
    16 Pendikspor 38 13 16 9 45 51 48 -6
    17 MKE Ankaragücü 38 14 18 6 49 48 48 +1
    18 Şanlıurfaspor 38 11 20 7 45 55 40 -10
    19 Adanaspor 38 7 22 9 32 75 30 -43
    20 Yeni Malatyaspor 38 0 38 0 14 153 21 -139
    Takım O G M B A Y P AV
    1 Sarıyer 34 25 2 7 80 22 82 +58
    2 Batman Petrolspor 34 26 6 2 64 24 80 +40
    3 GMG Kastamonuspor 34 19 3 12 57 29 69 +28
    4 Adana 01 Futbol Kulübü 34 19 7 8 62 30 65 +32
    5 Altınordu 34 16 7 11 57 35 59 +22
    6 Beykoz Anadolu 34 15 11 8 47 46 53 +1
    7 İskenderunspor A.Ş. 34 13 10 11 49 38 50 +11
    8 1461 Trabzon FK 34 13 13 8 44 37 47 +7
    9 Fethiyespor 34 11 13 10 32 40 43 -8
    10 24Erzincanspor 34 10 13 11 45 52 41 -7
    11 Kırklarelispor 34 10 14 10 42 44 40 -2
    12 Sincan Belediye Ankaraspor 34 10 15 9 44 40 39 +4
    13 İnegölspor 34 10 13 11 42 51 38 -9
    14 Kepezspor FAŞ 34 9 16 9 37 46 36 -9
    15 Isparta 32 Spor 34 7 15 12 33 51 33 -18
    16 Karaköprü Belediyespor 34 7 19 8 39 52 29 -13
    17 Altay 34 10 20 4 33 64 25 -31
    18 Hes İlaç Afyonspor 34 0 33 1 6 112 5 -106
    Takım O G M B A Y P AV
    1 Bursaspor 30 21 2 7 64 17 70 +47
    2 Karşıyaka 30 18 6 6 56 28 60 +28
    3 Muş Spor Kulübü 30 16 4 10 48 24 58 +24
    4 Belediye Kütahyaspor 30 17 6 7 57 37 58 +20
    5 Düzcespor 30 16 6 8 40 27 56 +13
    6 Silifke Belediye Spor 30 14 9 7 51 36 49 +15
    7 Anadolu Üniversitesi 30 13 9 8 39 32 47 +7
    8 Artvin Hopaspor 30 10 11 9 26 30 39 -4
    9 Tokat Bld Plevnespor 30 7 13 10 27 32 31 -5
    10 Kahramanmaraşspor 30 8 16 6 28 39 30 -11
    11 Bulvarspor 30 7 14 9 35 58 30 -23
    12 Kırşehir Futbol SK 30 7 15 8 26 48 29 -22
    13 Bornova 1877 30 6 14 10 36 53 28 -17
    14 23 Elazığ Futbol Kulübü 30 5 14 11 18 31 26 -13
    15 Kuşadasıspor 30 7 20 3 25 51 24 -26
    16 Ergene Velimeşe 30 6 19 5 17 50 23 -33
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     08/08/2025 Antalyaspor vs Kasımpaşa
     08/08/2025 Çaykur Rizespor vs Göztepe
     08/08/2025 Eyüpspor vs Konyaspor
     08/08/2025 Fatih Karagümrük vs Başakşehir FK
     08/08/2025 Fenerbahçe vs Alanyaspor
     08/08/2025 Gaziantep FK vs Galatasaray
     08/08/2025 Kayserispor vs Beşiktaş
     08/08/2025 Samsunspor vs Gençlerbirliği
     08/08/2025 Trabzonspor vs Kocaelispor
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     10/08/2025 Bandırmaspor vs Sakaryaspor
     10/08/2025 Bodrum FK vs Pendikspor
     10/08/2025 Boluspor vs Van Spor FK
     10/08/2025 Çorum FK vs Amed SK
     10/08/2025 Erzurumspor FK vs Sivasspor
     10/08/2025 Esenler Erokspor vs Adana Demirspor
     10/08/2025 Hatayspor vs Keçiörengücü
     10/08/2025 Iğdır FK vs Sarıyer
     10/08/2025 İstanbulspor vs Serik Belediyespor
     10/08/2025 Ümraniyespor vs Manisa FK
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     24/08/2025 Altınordu vs Erbaaspor
     24/08/2025 Batman Petrolspor vs İnegölspor
     24/08/2025 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs İskenderunspor A.Ş.
     24/08/2025 Elazığspor vs Adana 01 Futbol Kulübü
     24/08/2025 GMG Kastamonuspor vs Sincan Belediye Ankaraspor
     24/08/2025 Karacabey Belediye Spor vs Kepezspor FAŞ
     24/08/2025 Karaman Futbol Kulübü vs Bucaspor 1928
     24/08/2025 MKE Ankaragücü vs 24Erzincanspor
     24/08/2025 Şanlıurfaspor vs Beykoz Anadolu
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     07/09/2025 Beykoz İshaklıspor vs Yeşil Yalova FK
     07/09/2025 Çorluspor 1947 vs Bulvarspor
     07/09/2025 Etimesgut Spor vs Silivrispor
     07/09/2025 Galata vs Edirnespor
     07/09/2025 İnegöl Kafkas GK vs Çankaya SK
     07/09/2025 İnkılap FSK vs K.Çekmece Sinopspor
     07/09/2025 Polatlı 1926 Spor vs Bursa Nilüfer FK
     07/09/2025 1923 M.K.Paşaspor vs Fethiye İdman Yurdu