Temel DEMİRER
  06-05-2024 23:40:00

"HAZMETTİRE HAZMETTİRE GELEN"İN "FELSEFESİ"NE GİRİŞ[*]

 

TEMEL DEMİRER

 

"Dünya; zengin din adamlarının,

yoksul ve aç insanlara erdem üzerine

vaaz ettikleri bir rezillik yeridir."[1]

 

Mehmet İnanç Turan'ın, 'Müslümanlık Felsefesinin Doğuş Tarihi'[2] başlıklı çalışması, okurunu bir alay dogma üzerine düşünmeye davet eden, önemli, eleştirel bir çalışma.

"Müslümanlığın Ortaya Çıktığı Maddi Ortam" (s.11); "Mekke Toplumu" (s.14); "Kur'an ve Evrensellik" (s.29); "Kur'an'ı Anlamanın Diyalektiği" (s.35) ile ortaya koyduğu teorik çerçeveyi; yine İslâmın politikasının kronolojik dökümüyle destekliyor:

"Medine Vesikası (623)" (s.66); "Medine'de Müslümanlığın Güçlenmeye Başlaması (624)" (s.69); "Cihad Emri (624)" (s.72); "Medine'de İlk Terör (624)" (s.84); "Yahudilere İlk Saldırı (624)" (s.86); "Kıblenin Değişmesi (624)" (s.88); "Yahudi Şairin Katli (624-625)" (s.91); "Beni Nadir Yahudilerinin Sürülmesi (626)" (s.98); Kureyza Yahudilerin Başına Gelenler (627)" (s.121).

"İçki ve Kumarın Yasaklanması (626)" (s.102); "Tesettür (Örtünme) Emri (627)" (s.126); "Medine Devletinin Doğuşu ve Hudeybiye Antlaşması (628)" (s.130); "Mekke'nin Fethi (630)" (s.152); "Hz. Muhammed'in Oğlu ve Mariye Olayı (630)" (s.165); "Müslüman Arabistan Devletinin Temelinin Atılması (631-32)" (s.183.) vd. bölümlerle de İslâmın devletleşme pratiğini sergiliyor.

 "Müslümanlığın bir felsefe olarak adlandırılması birçok insana doğru gelmeyebilir. Ne var ki, Müslümanlık bir felsefedir. Belirli bir dünya görüşünü ifade eder. Her dünya görüşü bir felsefedir. Dinsel inanışlar, dinsel görüşler bir felsefedir.

Müslümanlık felsefesi, hem yaşadığımız dünyayla ilgili hem de varsaydığı öteki dünyayla ilgili görüşleri içerir. Her felsefe dünyaya, topluma, toplumdaki düşüncelere farklı gözlerle bakar. Müslümanlığın felsefesini anlayabilmek için onun doğuşunu, gelişimini, tamamlanmasını diyalektik yöntemle incelemek gerekir.

Müslümanlık dinsel bir felsefe olarak 610-611 yılında doğmuş ve 632 yılında tamamlanmıştır. Bu anlamıyla dogmatik bir felsefedir.

Müslümanlık felsefesinin temel kitabı Kur'an-ı Kerim'dir. Müslümanlık felsefesinin kurucusu Hz. Muhammed'in sözleri (hadisleri) ikinci kaynaktır. Müslümanlık felsefesinin gelişim sürecini Kur'an-ı Kerim'i temel alarak incelemek gerekir," (s.9) satırlarıyla Müslümanlık meselesinin felsefi tezatlarının altını çiziyor.

* * * * *

Friedrich Engels'in, "Mantık ve diyalektikten oluşan" notunu düştüğü felsefe Karl Marx'ın deyişiyle, "Dünyaya başkaldırır"ken; "gökteki"/ yeryüzündeki tüm otoritelere itiraz edip, sorgular; "Felsefe proletarya ortadan kaldırılmaksızın bir gerçeklik hâline getirilemez, proletarya da felsefe bir gerçeklik hâline getirilmeden ortadan kaldırılamaz," ifadesindeki üzere Karl Marx'ın...

Kolay mı?

Max Horkheimer'ın, "Felsefeye inanmak, insanın düşünme yetisinin korku yüzünden körelmesine karşı çıkmak demektir." "Felsefe, insanın kendini aptallaştırmasına izin vermemek için vardır," diye tanımladığı konuda, "Cehalet bulutlarının altında mutlu olmaktansa, bilim ve felsefenin aydınlığı içinde mutsuz olmayı yeğlerim," diye ekler Olympe de Gouges da...

Nasıl olursa olsun soru(n)lara felsefeyle bakmaktan başka hiçbir yolun olmadığı dünya; "Felsefi dile aldırmadığını iddia eden kişi yalan söylüyordur; zaten, bu saçmalığı ortaya koyan kişi, iddiasını dile getirmek için de felsefi dili kullanacaktır."[3] "İnsanın körlüğünün ve zayıflığının gözlemlenmesi tüm felsefenin sonucudur ve ondan kaçma ya da kaçınma çabalarımıza rağmen her fırsatta karşımıza çıkar," satırlarıyla altını çizdiği üzere David Hume'un...

Bunlar göz önünde bulundurulduğunda Mehmet İnanç Turan'ın eserinde yaptığına İslâm "felsefesi"nin eleştirilmesindense, İslâm felsefesî (mantıksal ve diyalektik) bir eleştiri olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Ziran Kur'an bir "felsefesi" olmadığı, bizatihi yazarın eseri gözler önüne seriyor.

Yazarın altını özenle çizdiği üzere "Kur'an tekrarlamalarla doludur. Çoğu ayetler farklı surelerde aynı biçimde tekrarlanmıştır. Dinsel olaylar defalarca değişik surelerde anlatılmıştır. Aşağıdaki konularda tekrarlar çok belirgindir." (s.20)

"Kur'an'ın açık, kesin, anlaşılır ayetler içerdiğini belirten birçok ayet daha var (Mücâdele Suresi nin 5. ayeti, Hûd Suresi'nin 1-2. ayeti vb.). Ne var ki, Kur'an'ın bütün ayetlerinin anlaşılır (muhkem) olduğunu söylemek mümkün değildir. Örneğin Bakara Suresi'nin 1. ayeti şöyledir: 'Elif Lâm Mîm.'

Yûnus Suresi'nin 1. ayetinde şöyle yazar: 'Elif, Lâm, Râ. Bunlar hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir.'

'Elif Lâm Mim', 'Elif, Lâm, Râ' ne demektir? Bunların hiçbir anlamı yoktur. Yirmi dokuz surenin başında buna benzer anlamsız kelimeler ayet içine sokulmuştur veya ayet hâline getirilmiştir. Müslümanlığın felsefesiyle uğraşan araştırmacılar bu anlaşılmayan kelimelere HURÛF-İ MUKATTAA demektedir. Bu ayetlerin veya kelimelerin anlamını bilmek olanaklı değildir.

Âl-i İmran Suresi'nin 1. ayeti de 'Elif, Lâm, Mim'dir. Demek ki, Kur'an'ın bütün ayetlerinin açık-seçik, anlaşır olduğu doğru değildir. Bu gerçek, Kur'an'ın apaçık ayetlerden ibaret olduğunu anlatan ayetlere bir çelişki oluşturur." (s.23)

"Tanrı, ayetlerini ortadan kaldırıp (iptal edip) yerine başka bir ayet koyabilir mi? Müslümanlık felsefesine göre bu olanaklıdır. Bir ayetin yürürlükten kaldırılmasına veya değiştirilmesine nesh (nesih) denir. Ortadan kaldırılan ayete mensuh (geçersiz) ayet denir. Mensuh ayetin yerine konan ayete nâsih (geçerli) ayet denir." (s.26)

"Nahl Suresi'nin 67. ayetinin, Maide Suresi'nin 90. ayetiyle Mensuh (geçersiz) kılındığını onayladığımız zaman Tanrı'nın fikir değiştirdiğini kabul etmiş oluruz. Ama bu sefer Tanrı fikri de zedelenmiş olur.

- 'İçki serbesttir.' (Nahl Sûresi'nin 67. âyetine göre.)

- 'İçki yasaktır.' (Maide Sûresi'nin 90. âyetine göre.)

Bu iki önerme birbirleriyle çelişen iki fikirdir. 'Ayet kaldırma' olayın kabul edilmesi, bizi Kur'an'da çelişkilerin olduğunu onaylamaya zorlar." (s.28)

* * * * *

Elbette "Din kadar hakkında ileri geri konuşulan bir başka mesele yok... Aklın alanı olmayan böyle bir mesele hakkında bu ümmetle kavgalı insanların dediğine bakmaktansa, Resulüllah'tan günümüze uzanan âkiller ve âlimler ittifakına uymak daha garantili ve daha akıllıcadır,"[4] denilen coğrafyamızda bu konuda söz etmek, kolay değildir; ancak Mehmet İnanç Turan zor ve gerekli olanı yapıyor.

"Zor ve gerekli olan" vurgusu karşılıksız değil!

"Nasıl" mı? Birkaç örneği alt alta sıralamak bile yeter...

Diyanet'in, "Depremzede çocuklar evlat edinebilir mi?" sorusuna verilen yanıtta, "Evlat edinen ile evlatlık arasında evlenme engeli doğmaz" ifadeleri kullanıldı...[5]

Diyanet AFAD'ı 17'ye katladı Genel bütçe kapsamındaki idarelerin yılın ilk ayında harcamalarına göre sıralandığı liste, iktidarın doğal afetlere hazırlık konusunda kayıtsızlığına ayna tuttu. Diyanet ocak'ta 4 milyar TL, AFAD ise 233 milyon TL harcadı...[6]

"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2024 bütçesinden aldığı pay 79 milyar 557 milyon 847 bin TL... 6 Bakanlığınkinden fazla... 2023'e göre yüzde 151 artış var... İstediğinde daha çok kaynağı kullanmanın önü açık olmak kaydıyla... 211 bin 164 personeli var... Devlet aygıtı içinde bir din ordusu...

'Laik demokratik' dedikleri Türkiye'de 87 bin 806 cami var... Nüfusu yaklaşık aynı olan İran İslâm Cumhuriyeti'nde 48 bin cami var... Ve cami inşaatları hız kesmeden devam ediyor... Okul sayısı da 67 bin... Bu rakamlar size bir şey ifade ediyor mu?

Öyle laik bir ülke ki, bir mezhebin finansmanı için 85 milyondan vergi alınıyor... Ve sadece Sünnî Müslümanlara 'hizmet veriyor'..."[7]

Diyanet şimdi de çocukların evlerine kadar girecek. Adeta zamanında Fethullahçıların yaptığı gibi yeni bir "abi-abla modeliyle" karşı karşıyayız. Tüm bunlar yukarıdan aşağıya dayatılırken Diyanet, MEB'e paralel bir eğitim düzeni yaratıyor... Adına manevi danışman denilen imamlar, vaizler okullarda derse girmeye başladı. Bununla da yetinmeyen Diyanet'in yeni bir proje daha başlattığı ortaya çıktı. Üstelik bu sefer Milli Eğitim Bakanlığı'nı bile dahil etmeden... Adına Genç Gönüller denilen bu projeye göre Diyanet çocukları camiye götürecek, evlerini ziyaret edecek ve ev ödevlerini bile yaptırabilecek. Diyanet bu yolla çocukların hayatına daha fazla müdahale etmeyi amaçlıyor...[8]

Turan Dursun'un, "Dinler insana gözyaşı getirmiştir, ölümler getirmiştir. İslâm da bunların arasındadır," vurgusuyla altını çizdiği üzere dogmalar varsa, insan(lık) köledir; sorgulayamayan; boyun eğendir.

Din, düşünmekten kaçmanın kolay yoluyken; "Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa, ölümden sonra hiçbir işe yaramayacaktır," diyen Ali Şeriati haksız olabilir mi?

Oysa bilincimiz ve vicdanımızın dışında, ona rağmen bir dogmanın değeri/ anlamı yoktur.

Temel olarak bilinmeyene karşı duyulan korku olarak dinler sıradan insanlar için "gerçek", iktidarlar içinse kullanışlı bir prangadır; "Cinayet üzerine çok görkemli imparatorluklar, yalan dolan üzerine çok soylu dinler kurulabilir," ifadesindeki üzere Charles Baudelaire.

* * * * *

Müslümanlık da her dinsel dogma, aklın tükendiği yerde başlıyor. Çünkü onun aklın yok edilmesinden başka bir şey olması mümkün değil. Malum dogma insan(lık)a yanıt vermez; sadece sorular sormanı durdurur.

 

Çünkü teolojik dogma için, sadece kutsal sayılan "doğru"dur, oysa felsefe için doğru olan sadece eleştiridir. Bilgi arttığı oranda, dogma yok olur; "Bilgi iyidir, ancak şundan dolayı iyidir. O insanı önyargılardan, dinsel inançlardan, gereksiz korkulardan kurtarır," saptamasındaki üzere Aristippos'un...

Yazar yapıtında sözünü ettiğim meseleleri net biçimde ortaya koyarak, "İlginç ve önemli olan diğer nokta, evrensel olduğu (bütün insanlığa) gönderildiği kabul edilen bir kutsal kitapta, Hz. Muhammed'in özel sorununu çözmek için ayet gönderilmesi bir sorun yaratmaktadır," (s.111) diyerek "Cüveyriye ve İfk meselesi (626 -627)" (s.108) ve "Zeyd ve Zeyneb olayı (627)" (s.112) ortaya koyar ve ekler: "Tanrı, Hz. Muhammed'in özel hayatını onun istediği biçimde düzenlemekte en büyük yardımcısıydı." (s.171)

"Demek ki; Hz. Muhammed, Müslüman Arap devletini kurmak isterken her yola başvurmayı meşru sayıyordu. Makyavelizm prensibini (gayeye varmak için her yol meşrudur ahlâkını) Makyavel'den önce keşfetmişti. Dehalığı hak etmesi bundandı. İkna, kılıç, rüşvet, devletin gelişmesinin araçlarıydı." (s.190)

"Nasıl" mı?

Yine Mehmet İnanç Turan'dan aktaralım...

"Kur'an'ın ayetlerini düşünce düzleminde şöyle sınıflandırabiliriz.

* Müslümanlığın güçsüz olduğu dönemde gelen ayetler.

* Müslümanlığın güçsüzlükten güçlülüğe geçerken gelen ayetler.

* Güçlülük döneminde gelen ayetler" (s.38)

Örneğin "Müslümanlığın güçsüz olduğu dönemde CİHAT savunulmaz. Nedir cihat? Cihat, din uğruna yapılan kutsal fiziksel savaştır. Cihat ancak Müslümanlar Medine'ye taşındıktan ve güçlendikten sonra (Hicret'in ikinci yılından itibaren) savunulmaya başlanmış ve bununla ilgili ayetler gelmiştir. Müslümanlık felsefesi yayılıp yerine oturduktan sonra yeryüzünü ikiye ayırmıştır:

- "Dar-ül İslâm" (Müslümanların yaşadığı yerler)

- "Dar-ül Harp" (Müslüman olmayanların yaşadığı yerler)

Dünya "Dar-ül İslâm" olana kadar Cihat yapmayı Müslümanlık felsefesi savunmaktadır." (s.36)

"Kur'an Mekke döneminden itibaren Tanrı'yı 'âlemlerin Tanrısı' olarak tanıtır. Tanrı bütün âlemlere (dünyaya) egemen olan güçtür. Ama Hz. Muhammed'i Arap kavmine (Mekke toplumuna ve çevresine) uyarıcı olsun diye peygamber tayin etmiştir. Müslümanlık felsefesi güçlendikçe ve yayıldıkça Tanrı'nın bütün insanların Tanrısı olması bir gerçeğe dönüşecektir.

Kur'an'ın ta başından itibaren tüm insanlığa gönderildiğini, Hz. Muhammed'in bütün dünyanın peygamberi olduğunu kabul edersek ne olur? Yine ortaya felsefi bir çelişki çıkar.

1) Kur'an Arap toplumuna gönderilmiştir.

2) Kur'an dünyadaki bütün toplumlara gönderilmiştir.

Bu iki fikir antagonist (uzlaşmaz) bir çelişki içerir. İlkini anlatan ayetlerin, ikinci fikri anlatan ayetler tarafından ortadan kaldırıldığını (Nesh edildiğini) kabul edersek, Tanrı'nın fikir değiştirdiğini onaylamak zorunda kalırız. Bu ise her şeyi başından bilmesi gereken Tanrı'nın bilgeliğiyle, yanılmazlığıyla uyuşmaz. Kur'an'- daki çelişkilerin maddi-bilimsel bir açıklaması olmalı!" (s.34)

* * * * *

Ancak şunları diyen(ler)in hiçbir açıklaması ol(a)maz!

- "İslâmiyetten gayrı bir dine yönelenler sapıktır." (Âl-i İmran, ayet 19, 85)

- "Müşrikleri nerede görürseniz öldürün." (Tevbe, ayet 5)

- "Ey inananlar! Babalarınızı, kardeşlerinizi -eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa- dost edinmeyin." (Tevbe, ayet 23)

- "Kitap verilenlerden (Yahudiler, Hıristiyanlar)... hak dini (İslâmı) din edinmeyenlerle boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye (kafa parası) verene kadar savaşın." (Tevbe, ayet 29)

- "Ey Müslümanlar, Yahudileri ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin; onlar birbirlerinin dostudur; sizden kim onlarla dost olursa, o da onlardandır." (Maide, ayet 51)

- "Allah onları (Yahudileri, Hıristiyanları vs.) yok etsin." (Tevbe, ayet 30)

- "(Yahudiler ve Hıristiyanlar) nerede bulunsalar, onlara alçaklık damgası vurulmuştur." (Âl-i İmran, ayet 112)

- "Allah ve peygamberlerine karşı gelenlerin (münafıkların)... cezası, öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir." (Maide, ayet 12)

- "İki kadının tanıklığı bir erkeğin tanıklığına bedeldir." (Bakara, ayet 228)

- "(Mirasta) erkeğe, kadına nispetle iki pay verilir." (Nisa, ayet 176)

- "(İtaatsizlik, inatçılık) etmelerinden endişelendiğiniz (kadınları) dövün." (Nisa, ayet 34)

- "Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'a mahsustur; fakat onların çoğu bilmezler."[9]

Burada durup, coğrafyamızın yöneltildiği güzergâhta yazarın yapıtının müthiş bir önem arz ettiği bir kere daha belirtmeliyim. Çünkü görülmesi gerek, AKP hükümete geldiğinden beri coğrafyamız -liberallerin de "katkıları"yla- bir tür "pasif devrim" güzergâhında ilerledi; kimi zaman bir "cephe savaşı"yla (bütünü etkileyen bir hamle) sıçrayan "mevzi savaşlarıyla" (parçaları etkileyen hamleler) yol aldı.

Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi'nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, adliye koridorlarında şeriat sloganları atan ve mitinglerde hilafet bayrağı açan gruplara sahip çıkıp, şunları söyledi:

"Farklı maskeler altında şeriat düşmanlığı var. İslâmın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık esasında dinin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp inanmamak, yaşayıp yaşamamak elbette bir tercih meselesidir. Ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur."[10]

Erdoğan'ın Diyanet Akademisi'ndeki konuşması bir "cephe savaşı" noktasında olduğumuzu düşündürüyor.

Erdoğan, 1994'de Refah Partisi'nin Ümraniye ilçe teşkilâtının açılışında yaptığı konuşmada "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor... Yahu bu millet istedikten sonra, tabii elden gidecek yahu!..." demiş ve eklemiş "Biz hazmettire hazmettire geliyoruz..."[11]

"Hazmettire hazmettire gelen"in kavranması için Mehmet İnanç Turan'ın, 'Müslümanlık Felsefesinin Doğuş Tarihi' mutlaka okunmalıdır.

Bu konuda V. İ. Lenin'in, "Bugün dinin en derine uzanan kolu, emekçi kitlelerin toplumsal ezikliği ve her gün her saat emekçilere en dayanılmaz acıları, savaş, deprem vb. doğal afetlerden çok daha beter kahırları çektiren kapitalizmin karanlık güçleri karşısındaki çaresizliğidir." "Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, bu dünyada azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umudunu sürdürmeyi öğretir... Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir"; Friedrich Engels'in, "Her din, günlük yaşamlarında onlara hâkim olan dış güçlerin insanların zihinlerindeki fantastik bir yansımasından, dünyevi güçlerin doğaüstü bir şekil aldığı bir yansımadan başka bir şey değildir"; Karl Marx'ın "Dinin hayali çiçekleri insanın zincirlerini süslüyor. İnsan çiçekleri de, zincirleri de atmalı," ifadeleri hemen her şeyi yeterince aydınlatmış olsa da...

 

N O T L A R

[*] Avrupa Demokrat, Nisan 2024...

[1] Umberto Eco.

[2] Mehmet İnanç Turan, Müslümanlık Felsefesinin Doğuş Tarihi, Ütopya Yay., 2024, 208 sahife.

[3] Henri Lefebvre, Modern Dünyada Gündelik Hayat, çev: Işın Gürbüz, Metis Yay. 2011, s.216.

[4] Faruk Beşer, "Şefaat Meselesi ve İslâm'ın Protestanlaşması", Yeni Şafak, 18 Ağustos 2017, s.16.

[5] Sefa Uyar, "Evlatlıkla Nikâh Olur", Cumhuriyet, 18 Şubat 2023, s.8.

[6] Hüseyin Bildircin, "Diyanet AFAD'ı 17'ye Katladı", Birgün, 17 Şubat 2023, s.6.

[7] Fikret Başkaya, "Siz Dine Karışırsanız, Din de Size Karışır...", Yeni Yaşam, 2 Ocak 2024, s.10.

[8] "Mustafa Kömüş, "Eğitimdeki Yeni Paralel Yapı: Diyanet", Birgün Pazar, 28 Ocak 2024, s.12.

[9] İlhan Arsel, Şeriat Devleti'nden Laik Cumhuriyet'e, Kaynak Yayınları, 6. Basım, s. 20-21.

[10] Aktaran: Özdemir İnce, "Şeriat Dedikleri...", Cumhuriyet, 12 Mart 2024, s.3.

[11] Ergin Yıldızoğlu, "Siyasal İslâmın 'Uzun Yürüyüşü'...", Cumhuriyet, 5 Şubat 2024, s.9.

 

 

  Bu yazı 724 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 38 33 2 3 92 26 102 +66
2 Fenerbahçe 38 31 1 6 99 31 99 +68
3 Trabzonspor 38 21 13 4 69 50 67 +19
4 Başakşehir FK 38 18 13 7 57 43 61 +14
5 Kasımpaşa 38 16 14 8 62 65 56 -3
6 Beşiktaş 38 16 14 8 52 47 56 +5
7 Sivasspor 38 14 12 12 47 54 54 -7
8 Alanyaspor 38 12 10 16 53 50 52 +3
9 Çaykur Rizespor 38 14 16 8 48 58 50 -10
10 Antalyaspor 38 12 13 13 44 49 49 -5
11 Gaziantep FK 38 12 18 8 50 57 44 -7
12 Adana Demirspor 38 10 14 14 54 61 44 -7
13 Samsunspor 38 11 17 10 42 52 43 -10
14 Kayserispor 38 11 15 12 44 57 42 -13
15 Hatayspor 38 9 15 14 45 52 41 -7
16 Konyaspor 38 9 15 14 40 53 41 -13
17 MKE Ankaragücü 38 8 14 16 46 52 40 -6
18 Fatih Karagümrük 38 10 18 10 49 52 40 -3
19 Pendikspor 38 9 19 10 42 73 37 -31
20 İstanbulspor 38 4 27 7 27 80 16 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 34 24 7 3 77 31 75 +46
2 Göztepe 34 21 6 7 60 20 70 +40
3 Sakaryaspor 34 17 8 9 50 35 60 +15
4 Bodrumspor 34 15 7 12 43 22 57 +21
5 Çorum FK 34 16 10 8 55 36 56 +19
6 Kocaelispor 34 16 11 7 48 41 55 +7
7 Boluspor 34 15 11 8 33 35 53 -2
8 Gençlerbirliği 34 13 9 12 39 33 51 +6
9 Bandırmaspor 34 13 10 11 49 32 50 +17
10 Erzurumspor FK 34 12 11 11 30 34 44 -4
11 Ümraniyespor 34 12 15 7 40 47 43 -7
12 Manisa FK 34 9 12 13 40 40 40 0
13 Keçiörengücü 34 10 14 10 34 43 40 -9
14 Adanaspor 34 11 17 6 28 45 39 -17
15 Şanlıurfaspor 34 9 14 11 32 37 38 -5
16 Tuzlaspor 34 9 14 11 35 47 38 -12
17 Altay 34 5 25 4 16 76 10 -60
18 Giresunspor 34 2 28 4 16 71 7 -55
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 36 26 5 5 83 29 83 +54
2 Van Spor FK 36 24 6 6 63 37 75 +26
3 Bucaspor 1928 36 21 5 10 54 25 73 +29
4 1461 Trabzon FK 36 21 6 9 71 39 72 +32
5 Ankaraspor 36 15 8 13 45 35 58 +10
6 Yeni Mersin İdman Yurdu 36 16 10 10 50 36 58 +14
7 Beyoğlu Yeniçarşıspor 36 15 14 7 47 38 52 +9
8 Karacabey Belediye Spor 36 13 11 12 43 37 51 +6
9 Ankara Demirspor 36 15 16 5 43 46 50 -3
10 Diyarbekir Spor 36 12 15 9 39 41 45 -2
11 Kırklarelispor 36 11 14 11 33 41 44 -8
12 Altınordu 36 10 13 13 45 39 43 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 36 10 14 12 25 38 42 -13
14 Serik Belediyespor 36 10 16 10 29 45 40 -16
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 36 11 17 8 41 57 38 -16
17 Kırşehir Futbol SK 36 5 23 8 38 76 23 -38
18 Bursaspor 36 6 22 8 28 64 23 -36
19 Adıyaman FK 36 4 25 7 28 63 19 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 26/05/2024 Fenerbahçe 6 - 0 İstanbulspor
 26/05/2024 Hatayspor 2 - 0 Çaykur Rizespor
 26/05/2024 Adana Demirspor 2 - 6 Başakşehir FK
 26/05/2024 Trabzonspor 4 - 2 MKE Ankaragücü
 26/05/2024 Pendikspor 0 - 1 Gaziantep FK
 26/05/2024 Konyaspor 1 - 3 Galatasaray
 26/05/2024 Kasımpaşa 2 - 1 Beşiktaş
 25/05/2024 Sivasspor 2 - 1 Kayserispor
 25/05/2024 Fatih Karagümrük 3 - 1 Samsunspor
 24/05/2024 Alanyaspor 1 - 1 Antalyaspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/05/2024 Kocaelispor 0 - 2 Sakaryaspor
 11/05/2024 Erzurumspor FK 0 - 4 Eyüpspor
 11/05/2024 Boluspor 2 - 1 Çorum FK
 11/05/2024 Göztepe 1 - 1 Bodrum FK
 11/05/2024 Adanaspor 1 - 0 Bandırmaspor
 11/05/2024 Tuzlaspor 1 - 1 Gençlerbirliği
 11/05/2024 Şanlıurfaspor 2 - 0 Manisa FK
 10/05/2024 Giresunspor 1 - 2 Ümraniyespor
 10/05/2024 Keçiörengücü 1 - 1 Altay
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 Hük. Bursaspor 3 - 0 Van Spor FK
 04/05/2024 Altınordu 3 - 3 Sincan Belediyesi Ankaraspor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 3 - 1 Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Serik Belediyespor 0 - 6 Esenler Erokspor
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor 3 - 1 Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Adıyaman FK 4 - 1 Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor 5 - 2 Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Kırklarelispor 1 - 3 Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK 4 - 5 1461 Trabzon FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI