Temel DEMİRER

AZINLIK, "ÇOĞUNLUK TİRANLIĞI"NIN PANZEHİRİDİR[*]

Temel DEMİRER
  20-10-2024 16:38:00

TEMEL DEMİRER

 

"Çoğunluk

her zaman ve istisnasız olarak

azınlığın haklarını çiğnemiştir."[1]

 

"Çoğunluk" -sınırlarını sınıflı-sömürücü sınıfın çizdiği!- gündelik hayatın "muteber" kavramlarındanken; "azınlık" da bir o kadar "lanetli"dir.

Oysa çoğunluğa değil, hakikâte itibar edilmeli; çünkü çoğunluk kuvveti, güçlerin en hoyratıdır. Bu bağlamda da çoğunluğun "cenneti", ötekileştirilen azınlık(lar) için cehennemdir.

Tıpkı John Stuart Mill'in, "Çoğunluğun iradesi, diğer insanlar üzerinde baskı yapabilir; gücün çoğunluk tarafından kötüye kullanılmasının önlenmesi gereklidir. 'Çoğunluğun tiranlığı' topluma karşı bir kötülüktür ve toplum buna karşı korunmalıdır"...

Anooshirvan Miandji'nin, "Eğer bir yerde çoğunluk kendini olduğundan daha ahlâklı göstermeye çalışıyorsa, orada ahlâk sorunu vardır." "Çoğunluğu doğruluk olarak görmek, demokrasinin en büyük yanılgısıdır"...

Eugene V. Debs'in, "Tarihte büyük değişiklikler meydana geldiğinde, büyük ilkeler söz konusu olduğunda, kural olarak çoğunluk yanlıştır"...

Hannah Arendt'in, "İnsanların sonuçları düşünmeksizin çoğunluk görüşüne itaati insanın basitliğidir"...

Ayn Rand'ın, "Bir karar çoğunluğun oyuyla alındı diye doğru olmaz"...

Mahatma Gandhi'nin, "Vicdan meselelerinde çoğunluk yasasının bir yeri yoktur"...

Walter Lipmann'ın, "Politikada çoğunluk kuralının haklılaştırılması onun ahlâki açıdan doğru olduğunu göstermez"...

Emma Goldman'ın, "Aramızda gerçeğin ve adaletin en büyük düşmanları, bir kitle hâlindeki çoğunluklardır, kahrolası kitle hâlindeki çoğunluklar"...

Giordano Bruno'nun, "İnsanın sırf çoğunluk, çoğunlukta olduğu için, kitlelerle ya da çoğunlukla aynı şekilde düşünmek istemesi aşağılık ve düşük bir kafası olduğunun kanıtıdır"...

Herbert Spencer'in, "Çoğunluğun azınlık tarafından yönetimi tiranlıktır; azınlığın çoğunluk tarafından yönetimi de tiranlıktır. Her iki durumda da 'senin istediğin gibi değil, bizim istediğimiz gibi yapacaksın' kuralı geçerlidir," ifadelerindeki üzere...

* * * * *

Çoğunluğun alkışlarına inanmayın; çünkü çoğunluğun onayı yanlışı doğru yap(a)maz. Herkes yapıyor olsa da yanlış yanlıştır.

Sınıflı sömürücü şiddetin sürüleştirdiği çoğunluk otoriteyi sever; "Yöneten çoğunluğun azınlığı susturma hakkı olmadığı"nı aklından dahi geçirmez...

Çünkü "İmkânsız", çoğunluğun lügatına kayıtlı bir sözcüktür; en kolayı bilmemek ve sürüye ait olmaktır. Tam da bunun için de çoğunluk bilgisiz ve önyargılıdır; yalanları gerçeklerden daha kolay kabul eder.

Böylesi bir otorite, azınlığın baş belası, çoğunluğun idolü olsa da; çoğunluk tarafından yapılması, yanlışı, yanlış olmaktan çıkarmaz.

Nihayetinde insan(lar)ın sonuçlarını düşünmeksizin çoğunluğun görüşüne itaati, teslim olması yabancılaşmış insan(lık)ın basitliğidir.

O hâlde net biçimde ifade edelim: Azınlığın çoğunluk tarafından yönetimi tiranlıktır; "Bizim istediğimiz gibi yapacaksın/ olacaksın" kuralının dayatılmasıdır; John Dalberg Acton'un, "Bir ülkenin özgür bir ülke olup olmadığını değerlendirmek için en iyi test azınlıkların sahip olduğu hakların güvence altına alınıp alınmadığına bakmaktır," uyarısı kesinlikle "es" geçilmemelidir.

* * * * *

Bir an dahi unutulmasın: Gerçek daima azınlıktadır ve azınlık daima çoğunluktan güçlüdür. Yol gösteren asla statükocu çoğunluk değil, radikal azınlık(lar)dır. Çünkü bir gerçeği söylemek, muhalefet ve direniş göstermek anlamına gelir her zaman.

Sınıflı sömürücü yapının pompaladığı "Umutsuzluk" çoğunluğun çözümü; umut ise azınlığın itiraz ve duruşundadır. Komutan Yardımcısı Marcos, "Sömürülmüş, dışlanmış, ezilmiş ama karşı koyan ve 'yeter' diyen tüm azınlıklar," diye betimlediği potansiyeldedir...

"İyi de azınlık" ne mi?

Søren Kierkegaard'ın, "Doğru her zaman azınlıktadır"...

Georges Bataille'ın, "Bilinçli insanlık azınlıkta kaldı"...

Gilles Deleuze'ün, "Çoğunluk hiç kimsedir, azınlık herkestir"...

George Orwell'in, "Deli dedikleri şey, tek kişilik bir azınlıktı belki de"...

Thomas Carlyle'nin, "Her yeni fikir, başlangıçta diğerleri arasında azınlıkta kalır"...

Anooshirvan Miyandji'nin, "Binlerce düşünceyi yıkacak güçte fikirler var ve bunların peşinde azınlık zihinler"...

Mahatma Gandhi'nin, Tek kişilik bir azınlık bile olsan gerçek hâlâ gerçektir"... sözleriyle tarif edebiliriz onu.

Özetin özeti: Bilenler azaldığında aptallar çoğal(tıl)dığı kapitalist yabancılaşma tablosunda azınlık zamanının önündeyken; çoğunluk zamanın önüne dikilendir.

Ancak kapitalist uygarlık krizinde herkes dışlanan azınlık tarafında olmaktansa dışlayan çoğunluk tarafında olunca rahat ediyor. Karşı tarafta olmadığı için seviniyor. Çoğunluğun içinde olunca da, azınlığa dair eziyet hâline gelen şeyleri düşünmeye gerek bile duymuyor.

"Çoğunluğuz" deyip, geçiyor!

Kapitalist "demokrasi" illüzyonu da bu değil mi zaten?!

Kaldı ki kapitalizm, her varyantıyla bir azınlık yönetimidir. İktidar her zaman bir avuç oligarkın, yönetici elitlerin, çokuluslu şirketlerin, bankaların elindedir, onların kamuoyuna kapalı "zirve"lerinde alınan kararlar uygulamaya konulur. "Çoğunluklar"da yönetenler kendileriymiş yanılsamasını yaratma görevi ise, her zaman oligarkların sözcüleri, temsilcileri olarak davranan popülist/ demagog politikacılara ve medyaya düşer. Bunlar eliyle pompalanan milliyetçilik, din, yabancı düşmanlığı, homofobi, ırkçılık, ataerki gibi harcıâlem fikirler, yığınlarda bir "çoğunluk olma" hissiyatı ve sahte bir özgüven yaratarak kendileri yönetiyormuş" yanılsamasına yol verir. Bir başka deyişle, "çoğunluğun tiranlığı" gerçekte güruhların bir avuç muktedir tarafından manipüle edildiklerinin farkına varmaksızın, kendilerini kudretli sanmaları yanılsamasıdır. "Çoğunluğun tiranlığı"nın hedef tahtasına yerleştirdiği azınlıkların uğradığı baskı ve ayırımcılığın yarattığı rantta aslan payı da her zaman muktedirlere gider: Ermeni soykırımıyla oluşan rantı ("emval-i metruke") kim yedi, dersiniz?

Bu noktada Pierre Joseph Proudhon'un, "Demokrasi gizli bir aristokrasidir." Noam Chomsky'nin, "Dev şirketler tarafından yönetilen bir toplumda özgürlük hakkında konuşmak saçmadır. Bir kurumda ne tür bir özgürlük var? Onlar totaliter kurumlar, yukarıdan emir alırsınız ve belki de onları altınızdaki insanlara verirsiniz," saptamaları son derece yerindedir...

* * * * *

Euripides'in, "Kanunları zenginlerin çıkarı için yapıyorsunuz"...

Ovid'in, "Parlamentonun kapıları fakirlere kapalıdır"...

V. İ. Lenin'in, "Parlamento burjuvazinin ahırıdır"...

Marcus Aurelius'un, "Kurdun kuzuya dostluğundan daha çirkin bir şey yoktur. En çok bundan kaçın"...[2]

Anthony Burgess'un, "Seni bir makine biçimine sokmuşlar. Seçme hakkını elinden almışlar," notunu düştüğü tabloda "seçim" güçlüler ile güçsüzler arasında iktidarın bekası için yaratılmış bir illüzyondur.

Açıktır ki soru(n)lar sadece bir kâğıt parçasını oy sandığına atmakla çözül(e)mez. Çoğunluğa uyan bir azınlık güçsüzdür, hatta böyle bir durumda azınlık bile sayılmaz. Aksine o, tüm gücünü ortaya koyduğu an yenilmez olacaktır

Kaldı ki Karl Marx ile Friedrich Engels'in teorize ettiği, V. İ. Lenin ve Mao Zedung gibi devrimcilerin geliştirip uyguladıkları teori açısından sınıfsal kazanımlar, ancak iktidar hedefli devrimci bir mücadele ile olasıdır.

Dahası: V. İ. Lenin ve Mao Zedung'a göre kazanılan hak ve özgürlükler de (iktidar) ancak radikal önlemlerle korunabilir. Durum buyken; yaygın çoğunluk kaygılarına tercüman (musallat!) olan "seçim", "demokrasi" vb. söylenceler güdük ve gülünç olmuyor mu?

Noam Chomsky'nin, "Demokrasi içindeki insanların oyuncu değil izleyici olduğu bir sistemdir"; Dylan Riley'in, "Kapitalistler hiçbir zaman demokrasinin dostu olmadı"[3] uyarıları asla boşuna değil.

"Nasıl" mı?

Mesela... "Polisin yetkilerinin genişletilmesi, ceza ve yaptırımların artırılması gösteriyor ki İngiltere'de demokratik eylem yapma hakkı tehlike altında."[4]

Ya da... Hükümet Brexit sürecinin kritik aşamasında Parlamento'yu 5 hafta süreyle askıya alma kararı açıkladı. Hükümet istedi, Kraliçe onayladı: İngiltere'de Parlamento askıya alınacak, muhalefet 'Britanya usulü darbe' diyor."[5]

Veya... Fransa'da 2020 yerel seçimleri özellikle katılım oranın çok düşük seviyesiyle gündemde. Seçmenlerin sadece yüzde 40'ı sandığa gitti. Bu, Beşinci Cumhuriyet'in 1958'de kuruluşundan bu yana kaydedilen en düşük oran oldu... Fransız demokrasisi neredeyse yirmi yıldır derin bir kriz sürecinden geçiyor."[6]

* * * * *

Gelelim sınıflı-sömürücü yapıların "çoğunlukçu demokrasi" illüzyonuna...

Öncelikle belirtelim: Friedrich August von Hayek'in, "Demokrasi teorisinin bugünkü yanlış anlaşılmasının kaynağı, Rousseau tarafından, halk iradesinin genel inancın yerine konması ve bunun sonucu olan halk egemenliği görüşüdür," itirafındaki üzere, kapitalizm koşullarda -"serbest rekabetten tekelci"liğe!- sözcüğün tam anlamıyla gerçek bir demokrasi hiç bir zaman olmadı, olmayacaktır da.

Çoğunluk, -öyle olduğu "iddia" etse de!- genel iradenin onaylamadığı bir yürütme oluşturur. Örneğin kapitalist "demokrasi"de çoğunluk yönetir, ama azınlık susturulur.

Kaldı ki sürekli bir düşünce oluşturma, karar verme ve aktif katılım süreci olması gereken "demokrasi", sadece oy verme, çoğunluk olarak anlaşılamaz.

Bu bağlamda "Rıza Demokrasisi" denilen şey manipülasyondur. Oysa benim sözünü ettiğim, yığın demokrasisidir; aktif katılımdır. Çünkü gerçek demokratik ilke, hiç kimsenin emeğin üzerinde bir güce sahip olmamasıyla mümkündür. Bu da kapitalizmin hiçbir versiyonunda, doğası gereği mümkün değildir.

Söz konusu hâlde "demokrasi" denilen şey çoğunluğun tiranlığına; yani çoğunluğun sınırsız gücünü temsil eden sisteme dönüşmüştür.

Öyleyse James M. Buchanan'ın, "Demokratik karar mekanizması garanti edildiği sürece her şey yolunda gider düşüncesini kabul etmiyorum. Ben bunu 'seçim safsatası' olarak adlandırıyorum," uyarısı eşliğinde çoğunluğun tiranlığı ya da diktatörlüğü, çoğunluk kuralı doğrultusunda birey veya azınlık gruplara yönelik baskıyı ifade eden bir kavramdır.

O hâlde Alexis de Tocqueville'in, "... 'Demokrasi' ve 'demokratik devlet' kavramlarının kullanımı konusunda büyük bir eksiklik vardır. Bu kelimeler açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça insanlar bu anlam karmaşası üzerinde yaşamaya devam edeceklerdir ve bu tartışmalar demogoji yapanların ve despotların işine yarayacaktır," uyarısı şaşırtıcı değildir.

Devlet yönetimine halkın katılımı, özgür katılım ve denetimi "olmazsa olmaz"ken; olması gereken, "Vox populi, vox dei/ Halkın sesi, hakkın sesi" demekle kalmayıp, her adımda bunu hayata geçirmektir. Çünkü "Yürütme gücünü ellerinde tutanlarda halkın efendileri değil, görevlileridir; halk istediği zaman onları işbaşına getirir, istediği zaman da işten uzaklaştırır."[7]

Bunun için i) kamusal kararlara katılma, ii) temsil etme hakkı ve iii) itiraz ya da muhalefet yapma hakkı tartışıl(a)maz olmalıdır. Söz konusu hâlin yol açabilmesi mümkün olan soru(n)lar da, yine tartışıl(a)maz ilkelerde daha fazla ısrarı gerektirir.

Olması gereken politikaya aktif katılımdır. V. İ. Lenin'in ifadesiyle, "merkezde proletarya diktatörlüğü, yörelerde özerklik"tir. Formül budur. Çünkü "Halkın iradesinin danışıldığı bir sistem izlendiğinde ve halkın refahına hizmet eden bütün eylemleri tek norm olarak kabul edildiğinde yönetmek ne kadar kolaydır," Che Guevara'nın da belirttiği gibi.

* * * * *

Çoğunluk, adalet için hiçbir garanti vermezken; gerçeğin çoğunluk tekeline bağlı olduğu yalandır. O, çoğunluğun iradesinden değil, azınlığın öngörü, ihtiyaç ve itirazından kaynaklanır.

Tam da bunun için Lucius Seneca, "Gerçek daima azınlıktadır ve azınlık daima çoğunluktan güçlüdür. Kural olarak azınlık gerçekten bir fikre sahip olanlardan oluşmuştur"...

Jean de La Bruyere, "Gerçek, çoğu zaman, çoğunluğun inandığının tam tersidir"...

Howard Zinn, "Gerçekleri söylemek, özellikle de toplum tarafından kabul edilmeyen gerçekleri söylemek zordur"...

George Orwell, "Gerçekleri söylemek, özgürlüğü kaybetmek anlamına gelebilir," diye uyarırlar...

Diyeceklerimi noktalıyorum: Azınlıkların varlığı bir kusur değil, güvencedir.

Olması gerek ise, azınlıkta olanların güvence altına olduğu, özgürlüklere saygılı eşitlikçi özgürlüğün çoğunluğudur.

Olması gereken gerçekleşene dek yapılması gereken, Nevzat Çelik'in dizelerinde kayıtlıdır:

"Çok olmadığımız kesin

Çok olan tarafta değiliz

Çok olan tarafta olmayacağız

Türkiye'de Kürt olacağız

Kürtlerde Ermeni

Ermenilerde Süryanî

Gidip Almanya'da Türk olacağız

Hollanda'da Surinamlı

Fransa'da Cezayirli

İran'da Azeri

Amerika'da zifiri zenci olacağız

Çoğalan zencide mutlaka Kızılderili

İsrail'de Filistinli

Köpeğin karşısında kedi

Kedinin karşısında kuş olacağız

Kuşun karşısında börtü böcek

Hakemler hep karşı takımı tutacak

Ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı

Çiçeklerden kamelya olacağız"...

 

 

N O T L A R

[*] Avrupa Demokrat, Ağustos 2024...

[1] Max Horkheimer.

[2] Marcus Aurelius, Kendime Düşünceler, çev: Y. Emre Ceren, İş Bankası Yay., 2020.

[3] Dylan Riley, "Kapitalistler Hiçbir Zaman Demokrasinin Dostu Olmadı", 1 Haziran 2024... https://www.ykp.org.cy/2024/06/kapitalistler-hicbir-zaman-demokrasinin-dostu-olmadi-dylan-riley-2/

[4] Andrea Brock-Nathan Stephens Griffin, "İngiltere de Polis Devletine Dönüştü", Birgün, 20 Aralık 2022, s.10.

[5] "İngiltere'de Protesto: Darbeyi Durdurun", Cumhuriyet, 30 Ağustos 2019, s.20.

[6] Anne Cécile Robert, "Seçmen Grevde", Cumhuriyet, 1 Temmuz 2020, s.7.

[7] Jean-Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, çev: Vedat Günyol, İş Bankası Yay., 2006.

 

  Bu yazı 2939 defa okunmuştur.

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP

Bu Yazı'ya ilk yorum yapan siz olun.

  FACEBOOK YORUM

Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

  BİZİ TAKİP EDİN

  • ÇOK OKUNANLAR

      SON YORUMLAR

    PUAN DURUMU

    Takım O G M B A Y P AV
    1 Galatasaray 33 27 1 5 84 31 86 +53
    2 Fenerbahçe 33 24 3 6 84 33 78 +51
    3 Beşiktaş 33 16 7 10 53 33 58 +20
    4 Samsunspor 33 17 10 6 50 38 57 +12
    5 Başakşehir FK 33 15 12 6 55 49 51 +6
    6 Eyüpspor 34 14 12 8 49 44 50 +5
    7 Göztepe 33 12 10 11 54 41 47 +13
    8 Trabzonspor 33 12 11 10 53 42 46 +11
    9 Kasımpaşa 33 11 9 13 57 56 46 +1
    10 Konyaspor 34 13 14 7 43 46 46 -3
    11 Kayserispor 33 11 11 11 43 51 44 -8
    12 Antalyaspor 33 12 14 7 36 58 43 -22
    13 Gaziantep FK 33 12 15 6 41 46 42 -5
    14 Çaykur Rizespor 33 12 17 4 39 52 40 -13
    15 Alanyaspor 33 10 15 8 38 48 38 -10
    16 Sivasspor 34 9 17 8 44 57 35 -13
    17 Bodrum FK 33 9 16 8 24 37 35 -13
    18 Hatayspor 33 4 21 8 36 67 20 -31
    19 Adana Demirspor 33 2 27 4 29 83 2 -54
    Takım O G M B A Y P AV
    1 Kocaelispor 38 21 8 9 68 41 72 +27
    2 Gençlerbirliği 38 19 8 11 57 34 68 +23
    3 Fatih Karagümrük 38 19 10 9 55 36 66 +19
    4 İstanbulspor 38 20 14 4 67 38 64 +29
    5 Bandırmaspor 38 17 8 13 52 45 64 +7
    6 Erzurumspor FK 38 19 12 7 53 31 64 +22
    7 Boluspor 38 17 11 10 66 40 61 +26
    8 Iğdır FK 38 16 12 10 57 33 58 +24
    9 Amed SK 38 14 9 15 43 35 57 +8
    10 Çorum FK 38 14 12 12 49 45 54 +4
    11 Ümraniyespor 38 14 13 11 48 42 53 +6
    12 Esenler Erokspor 38 13 12 13 53 50 52 +3
    13 Sakaryaspor 38 13 13 12 48 54 51 -6
    14 Keçiörengücü 38 14 15 9 60 53 51 +7
    15 Manisa FK 38 14 18 6 50 52 48 -2
    16 Pendikspor 38 13 16 9 45 51 48 -6
    17 MKE Ankaragücü 38 14 18 6 49 48 48 +1
    18 Şanlıurfaspor 38 11 20 7 45 55 40 -10
    19 Adanaspor 38 7 22 9 32 75 30 -43
    20 Yeni Malatyaspor 38 0 38 0 14 153 21 -139
    Takım O G M B A Y P AV
    1 Sarıyer 34 25 2 7 80 22 82 +58
    2 Batman Petrolspor 34 26 6 2 64 24 80 +40
    3 GMG Kastamonuspor 34 19 3 12 57 29 69 +28
    4 Adana 01 Futbol Kulübü 34 19 7 8 62 30 65 +32
    5 Altınordu 34 16 7 11 57 35 59 +22
    6 Beykoz Anadolu 34 15 11 8 47 46 53 +1
    7 İskenderunspor A.Ş. 34 13 10 11 49 38 50 +11
    8 1461 Trabzon FK 34 13 13 8 44 37 47 +7
    9 Fethiyespor 34 11 13 10 32 40 43 -8
    10 24Erzincanspor 34 10 13 11 45 52 41 -7
    11 Kırklarelispor 34 10 14 10 42 44 40 -2
    12 Sincan Belediye Ankaraspor 34 10 15 9 44 40 39 +4
    13 İnegölspor 34 10 13 11 42 51 38 -9
    14 Kepezspor FAŞ 34 9 16 9 37 46 36 -9
    15 Isparta 32 Spor 34 7 15 12 33 51 33 -18
    16 Karaköprü Belediyespor 34 7 19 8 39 52 29 -13
    17 Altay 34 10 20 4 33 64 25 -31
    18 Hes İlaç Afyonspor 34 0 33 1 6 112 5 -106
    Takım O G M B A Y P AV
    1 Bursaspor 30 21 2 7 64 17 70 +47
    2 Karşıyaka 30 18 6 6 56 28 60 +28
    3 Muş Spor Kulübü 30 16 4 10 48 24 58 +24
    4 Belediye Kütahyaspor 30 17 6 7 57 37 58 +20
    5 Düzcespor 30 16 6 8 40 27 56 +13
    6 Silifke Belediye Spor 30 14 9 7 51 36 49 +15
    7 Anadolu Üniversitesi 30 13 9 8 39 32 47 +7
    8 Artvin Hopaspor 30 10 11 9 26 30 39 -4
    9 Tokat Bld Plevnespor 30 7 13 10 27 32 31 -5
    10 Kahramanmaraşspor 30 8 16 6 28 39 30 -11
    11 Bulvarspor 30 7 14 9 35 58 30 -23
    12 Kırşehir Futbol SK 30 7 15 8 26 48 29 -22
    13 Bornova 1877 30 6 14 10 36 53 28 -17
    14 23 Elazığ Futbol Kulübü 30 5 14 11 18 31 26 -13
    15 Kuşadasıspor 30 7 20 3 25 51 24 -26
    16 Ergene Velimeşe 30 6 19 5 17 50 23 -33
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     17/05/2025 Adana Demirspor vs Hatayspor
     18/05/2025 Alanyaspor vs Beşiktaş
     18/05/2025 Antalyaspor vs Gaziantep FK
     18/05/2025 Bodrum FK vs Trabzonspor
     18/05/2025 Çaykur Rizespor vs Göztepe
     18/05/2025 Fenerbahçe vs Eyüpspor
     18/05/2025 Galatasaray vs Kayserispor
     18/05/2025 Kasımpaşa vs Başakşehir FK
     18/05/2025 Samsunspor vs Sivasspor
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     11/05/2025 Kocaelispor 4 - 1 Keçiörengücü
     10/05/2025 Ümraniyespor 0 - 1 Manisa FK
     10/05/2025 İstanbulspor 3 - 0 Çorum FK
     10/05/2025 Şanlıurfaspor 0 - 1 Erzurumspor FK
     10/05/2025 Fatih Karagümrük 2 - 1 Iğdır FK
     10/05/2025 Yeni Malatyaspor 0 - 5 Gençlerbirliği
     10/05/2025 Sakaryaspor 2 - 0 Esenler Erokspor
     10/05/2025 Adanaspor 0 - 7 Boluspor
     10/05/2025 MKE Ankaragücü 2 - 0 Amed SK
     10/05/2025 Bandırmaspor 2 - 1 Pendikspor
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     03/05/2025 Batman Petrolspor 2 - 0 24Erzincanspor
     03/05/2025 İskenderunspor A.Ş. 0 - 1 Sarıyer
     03/05/2025 Karaköprü Belediyespor 5 - 1 Isparta 32 Spor
     03/05/2025 Beykoz Anadolu 1 - 2 GMG Kastamonuspor
     03/05/2025 Adana 01 Futbol Kulübü 4 - 2 İnegölspor
     03/05/2025 Fethiyespor 0 - 4 Sincan Belediye Ankaraspor
     03/05/2025 Altınordu 3 - 0 Afyonspor Kulübü
     03/05/2025 Altay 3 - 0 Kırklarelispor
     02/05/2025 1461 Trabzon FK 0 - 0 Kepezspor FAŞ
    Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
     26/04/2025 Artvin Hopaspor 7 - 2 Bulvarspor
     26/04/2025 Muş Spor Kulübü 3 - 0 Anadolu Üniversitesi
     26/04/2025 23 Elazığ Futbol Kulübü 1 - 1 Kuşadasıspor
     26/04/2025 Bornova 1877 1 - 0 Kırşehir Futbol SK
     26/04/2025 Karşıyaka 2 - 0 Bursaspor
     26/04/2025 Tokat Bld Plevnespor 3 - 1 Silifke Belediye Spor
     26/04/2025 Düzcespor 2 - 2 Belediye Kütahyaspor
     26/04/2025 Ergene Velimeşe 2 - 1 Kahramanmaraşspor