Mehmet Ali DEMİR

Cemevi Dedesi Mehmet Mercan’dan Alevi İnanç ve Toplum Değerlerine Darbe

Mehmet Ali DEMİR
  18-01-2025 11:41:00

Alevilik, adalet, dürüstlük ve toplumsal dayanışma üzerine inşa edilmiş bir inanç ve yaşam felsefesidir. Ancak St. Pölten Cemevi’nde yaşananlar, bu temel değerlere aykırı bir ihanetin boyutlarını ortaya koydu. St. Pölten Bölge Mahkemesi’nin Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) lehine verdiği kararda, cemevi yöneticilerinin sahtecilik ve etik ihlallerine dair tespitler yapılırken, özellikle bir Alevi dedesi olan Mehmet Mercan’ın rolü, toplumda tartışılmaya devem ediliyor.

Alevi geleneğinde, dede makamı yol göstericilik, topluma hizmet ve doğruluk üzerine kurulur. Mehmet Mercan’ın, Alevi yolunun bu temel ilkelerini hiçe sayarak, çıkar uğruna sahtecilik ve toplumu yanıltma gibi etik dışı davranışlarda bulunduğu mahkeme kararıyla tescillendi. Mercan’ın, Ziya Karakoç ve Kemal Arslan ile birlikte hissedarların bilgisi dışında aldığı kararlar, hem Alevi inancına hem de toplumsal değerlere büyük zarar verdi.

Mahkeme, borç kabul beyanının hukuka aykırı olduğunu ve bu işlemlerin toplumsal menfaatleri hiçe sayarak yapıldığını belirtti. Alevilikte dede makamında bulunan bir kişinin, toplumdan gizli işler yapması ve maddi çıkarlar uğruna sahtecilik gibi etik dışı yöntemlere başvurması, Alevi toplumunun köklü değerlerine doğrudan bir saldırıdır.

Bir cemevi dedesi olan Mercan’ın, toplumu temsil etmesi ve onun haklarını savunması beklenirken, Alevi yolunun temel ilkesi olan "eline, beline, diline sahip ol" anlayışını çiğnediği mahkemece kanıtlanmıştır. Bu durum, yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda bir inanç ihlali olarak da değerlendirilmektedir.

Alevi toplumunun çeşitli kesimlerinden gelen tepkiler, olayın sadece bireysel bir sahtekarlık değil, toplumsal bir hakarete dönüştüğünü ortaya koyuyor. AABF’den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Cemevleri, yalnızca yol sürülen yerler değil, aynı zamanda adalet ve hakkaniyetin hayat bulduğu mekânlardır. Mehmet Mercan’ın bu eylemleri, sadece hukuka değil, Alevi toplumunun inanç ve ahlak değerlerine de ihanettir.”

Mehmet Mercan ve diğer yöneticiler, cemevinin kaynaklarını kendileri ve bağlı oldukları İslam alevi kurumu doğrultusunda kullanmak ve toplumu kandırmak suretiyle, Alevi toplumunun binlerce yıllık kültür ve inanç mirasını zedelediler. Bu durum, toplum içinde Alevi dedelerinin itibarını ve güvenilirliğini sorgulatan bir kriz yarattı.

Bu süreç, AABF’nin yalnızca hukuki bir zafer kazanmasını değil, aynı zamanda Alevi toplumunun etik değerlerini koruma konusunda kararlılığını da göstermektedir. AABF, bu tür ihanetlere karşı toplumun birlik ve dayanışmasını artırmak için çağrıda bulunarak şu mesajı verdi:

“Hiç kimse Alevi toplumunun alın terini ve değerlerini kendi çıkarları için kullanamaz. Bu yolda yapılan ihanet, mutlaka adaletle karşılık bulacaktır.”

Bu dava, Alevi toplumunun geleceği için önemli dersler barındırmaktadır. Cemevlerini yönetenlerin, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluğa sahip olduğu gerçeği, bu süreçte bir kez daha ortaya çıkmıştır. Mehmet Mercan gibi kişilerin eylemleri, Alevilik yoluna duyulan güveni sarsmış olsa da, toplumun dayanışması ve AABF’nin mücadelesi, bu güvenin yeniden tesis edilmesi için bir umut ışığıdır.

Yol Cümleden Uludur

Aşk ile…

Mehmet Ali Demir

  Bu yazı 2426 defa okunmuştur.

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP

Bu Yazı'ya ilk yorum yapan siz olun.

  FACEBOOK YORUM

Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

  BİZİ TAKİP EDİN

  • ÇOK OKUNANLAR

      SON YORUMLAR