Mehmet Ali DEMİR

Kızılbaş Alevi İnancında Yol Öğretisi Ve Yozlaşma

Mehmet Ali DEMİR
  05-12-2024 16:50:00

Kızılbaş Alevi inancında yol için mücadele etmek, Hakk’a, hakikate ve topluma adanmış bir yaşam sürmek anlamına gelir. Yol’un ışığını rehber edinen bir kişi, kişisel çıkarları yerine, Hak ile Hak olup yolla hizmet eder. Ancak bu durum, zaman zaman kişisel çıkarlar, makam hırsı ve yozlaşma gibi etkenlerle gölgelenir. Yol’dan sapma ve dünyevi arzulara teslim olma, mücadeleyi hakikatten uzaklaştırır ve hem bireysel hem de toplumsal düzeyde Alevi inancının özüne zarar verir.

Hakikat Yolunda Mücadele ve Sapma

Alevilikte yol için mücadele etmek, adaletin ve hakikatin savunulmasını gerektirir. Ancak ne yazık ki, bazı durumlarda bu mücadele, bireysel hırsların ve dünyevi arzuların gölgesinde kalabiliyor. Yol’a olan sadakat, dünyevi güç ve makam tutkusu ile yer değiştirdiğinde, hakikat arayışı zayıflar. Yol için mücadele ettiğini söyleyen kişiler, zamanla halkın çıkarlarını gözetmekten uzaklaşır ve kendi menfaatlerini ön planda tutmaya başlar.

Adaleti savunmaktan uzaklaşan bir mücadele, toplumsal güveni zedeler ve inanç değerlerinin sarsılmasına yol açar. Oysa Kızılbaş Alevilikte adalet, yaşamın temel taşıdır ve Yol’un özüdür. Bu nedenle adaletten sapmak, Yol’un ışığından sapmak anlamına gelir.

Rıza Şehri: Kızılbaş Aleviliğin Temel Düsturu

Kızılbaş Alevi toplumunun temel düsturu, rıza şehri anlayışıdır. Bu anlayış, 72 milleti bir nazarda gören, sınırsız bir dünya ve sınıfsız bir toplumu temsil eder. Rıza şehri, herkesin birbirinin hakkına rıza gösterdiği, adaletin, eşitliğin ve hoşgörünün hâkim olduğu bir toplumsal düzeni ifade eder. Bu düzen, bireysel çıkarları değil, kolektif iyiliği temel alır. Yol için mücadele eden bir kişi, rıza şehrini inşa etmeyi ve bu anlayışı yaşatmayı görev edinmelidir.

Ancak yozlaşma, bu ideali tehdit eder. Rıza şehrinin yerini bireysel hırslar, sınıfsal ayrımlar ve toplumsal eşitsizlikler aldığında, Alevilik inancının özüne zarar verilir. Rıza şehri, sadece bir ütopya değil, mücadele edilmesi gereken somut bir hedef olmalıdır.

"Ben" Yerine "Biz" ve Yozlaşmanın Kökleri

Kızılbaş Alevilikte cem, bireylerin "ben" bilincinden sıyrılarak "biz" anlayışını içselleştirdiği bir mekândır. Yol için mücadele eden kişi, cem’in bu kolektif ruhunu hayatının her alanına yansıtmalıdır. Ancak yozlaşma, bireysel çıkarların toplumsal dayanışmayı gölgelediği bir duruma yol açar. "Biz" yerine "ben" diyenler, Yol’un öğretilerine ve cem’in dayanışma ruhuna zarar verir.

Yol için mücadele, kişisel menfaatler üzerine kurulamaz. Ancak bazı durumlarda makam ve maddi kazanç arayışı, bu mücadeleyi yozlaştırır. Bu durum, halkın Yol’a olan güvenini zedeler ve toplumsal çözülmeye neden olur.

Fedakârlığın Yitimi ve Dünyevi Arzular

Kızılbaş Alevilikte yol için mücadele eden kişi, Yol’a olan bağlılığı ve fedakârlığı ile ön plana çıkar. Ancak yozlaşma, bu fedakârlığın yerini dünyevi arzuların almasına neden olur. Yol için mücadele ettiğini iddia eden bazı kişiler, konfor ve güç arayışına kapılarak halkın ihtiyaçlarını göz ardı eder. Hakk’a ve halka hizmet etmesi gereken mücadele, kişisel güç mücadelesine dönüşür.

Bu durum, toplumsal dayanışmayı zayıflatır ve Yol’un hakikatini gölgeler. Fedakârlığın yerini çıkarcılık, Yol’un ışığının yerini ise karanlık alır. Bu da toplumu birleştiren değerlerin çözülmesine neden olur.

Gelecek Nesillere Bırakılan Mirasın Tehdit Altında Olması

Kızılbaş Alevi inancında en büyük miras, hakikat, adalet ve sevgi gibi değerlerin gelecek nesillere taşınmasıdır. Ancak yozlaşma, bu mirası tehdit eder. Yol için mücadele ettiğini söyleyen kişilerin bireysel çıkarlarını ön planda tutması, genç nesillere kötü bir örnek oluşturur. Yol’un evrensel değerleri, bireysel hırsların gölgesinde unutulur.

Yozlaşma, yalnızca bugünün sorunlarını derinleştirmekle kalmaz, geleceği de tehdit eder. Yol’un hakikatini ve toplumsal dayanışmayı zayıflatarak, genç kuşakların inanca olan bağlılığını sarsar.

Yozlaşma ile Mücadele: Yeniden Yol’a Dönüş

Yozlaşmaya karşı mücadele, Kızılbaş Alevilikte yol için mücadele etmenin en önemli görevlerinden biridir. Yol’un ışığına yeniden dönmek, bireysel hırsları terk etmek ve toplumsal dayanışmayı yeniden inşa etmek gerekir. Bu mücadele, yalnızca bireysel bir çaba değil, aynı zamanda toplumsal bir yeniden yapılanmayı gerektirir.

Hak, adalet ve sevgi gibi değerler, mücadeleye rehber olmalıdır. Yol için mücadele eden kişiler, makam ve mevki arayışından uzak durmalı ve Yol’a olan bağlılıklarını güçlendirmelidir. Ancak bu şekilde yozlaşma engellenebilir ve hakikat yolunda kalıcı adımlar atılabilir.

Rıza Şehrini İnşa Etmek

Kızılbaş Alevi inancında yol için mücadele etmek, yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda kutsal bir onurdur. Ancak bu onur, kişisel çıkarların gölgesinde kalırsa, Yol’un ışığı sönmeye başlar. Yol için mücadele eden kişiler, her zaman kendilerini sorgulamalı, hakikat ve adalet yolundan sapmamalıdır.

Rıza şehrini inşa etmek, yalnızca Alevi toplumu için değil, tüm insanlık için evrensel bir hedef olmalıdır. Yozlaşma ile mücadele, bireysel dönüşümle başlar ve toplumsal dayanışmayla güçlenir. Hakikat yolunda yürüyen kişiler, yozlaşmaya teslim olmaz ve geleceğe, adaletin, sevginin ve hakikatin izlerini bırakır. Çünkü Kızılbaş Alevilikte insanlığa hizmet, Hakk’a hizmettir ve bu hizmet, rıza şehrinin temelidir.

Mehmet Ali Demir

  Bu yazı 2120 defa okunmuştur.

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP

Bu Yazı'ya ilk yorum yapan siz olun.

  FACEBOOK YORUM

Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

  BİZİ TAKİP EDİN

  • ÇOK OKUNANLAR

      SON YORUMLAR