Can DÜNDAR

Suriye’de Alevi katliamı

Can DÜNDAR
  10-03-2025 09:53:00

Sevgili dostlar,

TÜRKİYE'YE DAİR

     Aralık'ta Suriye'de rejim devrildikten sonra Ahmet Hüseyin eş-Şara Cumhurbaşkanı oldu. İç savaşın başında El-Kaide saflarında savaşan Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri, bir anda başındaki sarığı çıkarıp takım elbise giydi. Daha o zaman, bir radikal İslamcının, bu makyaj değişikliğiyle ideolojisini terk etmeyeceğini yazdık. Türkiye'de, kravatıyla Batı'nın gözüne giren Erdoğan'ın nasıl mutlak iktidarı ele geçirince İslamcı politikaları uygulamaya koyduğunu görmüştük çünkü... Batı, yeni Şam yönetimini de çıkarlarının gerektirdiği şekilde karşıladı; cihatçıların bir gecede değiştiğine inanmak istedi. Ancak geçen hafta, ilk krizde rejimin gizlemeye çalıştığı radikal dişleri ortaya çıktı: Suriye güvenlik güçleri, Lazkiye'nin kıyı bölgesinde Alevi azınlığa mensup yüzlerce kişiyi infaz etti. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre 30 ayrı katliamda 745 sivil öldürüldü. Hükümet güçlerinden ölenlerle birlikte sayının bini aştığı tahmin ediliyor. Şam'a göre olayları, "Esad rejiminin kalıntılarının isyana kalkışması" tetikledi. Ancak görüntüler, bunun şeriatçıların bir katliamı olduğuna kuşku bırakmıyor. Suriye'nin yeni bir Afganistan olmasından endişelenilirken şimdi Lübnan iç savaşının bir benzerinin yaşanma tehlikesi ortada.
     Bu gelişmenin, hem bölgede hem Türkiye'de ciddi sonuçları olacaktır. Türkiye'de Ekim'de başlatılan "PKK'yı sonlandırma" süreci"ni de etkilenecek bir gelişme bu... PKK liderinin silahları teslim edip örgütü feshetme çağrısının, Suriye'deki Kürt örgütü Suriye Demokratik Güçleri'ni kapsayıp kapsamadığı tartışılıyordu. Bu gelişmeden sonra Suriye Kürtlerinin, kendilerini koruyabilecekleri silahlarını İmralı'nın çağrısıyla terk etmesini beklemek hayal olur. Oysa Ankara'nın (MHP lideri aracılığıyla yaptığı) barış çağrısının asıl hedefinin Rojova olduğu söyleniyordu. Suriye Kürtleri silah bırakmazsa, Türkiye'deki süreç de anlamını yitirebilir.
Ankara, yeni Şam rejimi üzerindeki etkisini kullanıp bu katliamı durdurmak için elinden geleni yapmalı; ana muhalefetteki CHP de katliam tehdidi altındaki Alevilerin Türkiye'ye sığınabileceği bir koridor açılması için girişimde bulunmalıdır.

 

BİZE DAİR

     Osman Okkan, Almanya'da yaşayan Türkiye kökenli gazetecilerin duayenidir. 1965'te Almanya'ya geldikten sonra WDR'de redaktör olarak göreve başladı. Köln Radyosu'nda sorumluluk aldı. Sayısız belgesele imza attı. Türkiye'de insan hakları mücadelesine, Almanya'daki göçmen işçilerin sorunlarına ses oldu. Bu arada 1990'lardan itibaren Türkiye Almanya Kültür Forumu, Yunan-Türk Dostluk Girişimi ve Köln Hrant Dink Forumu gibi sivil toplum girişimlerinin kurulmasına öncülük etti.
     Ben de kendisiyle 1980'lerin sonunda 32.Gün programında tanıştım. Almanya'daki sürgün yıllarımda en büyük destekçilerimden biri oldu. Ve haftasonu, Nürnberg Türkiye-Almanya Film Festivali jürisi ona "Onur Ödülü" verince, kendisiyle yapılacak söyleşinin moderatörlüğünü yapma gururu da benim oldu. Söyleşi, bir bilge insanın, 60 yıllık Almanya deneyiminden süzülenlerin yansımasıydı. Her iki ülkenin kültüründe, sanatında, medyasında ve insan hakları mücadelesinde büyük katkısı olan bu ustayı, içtenlikle kutluyorum.
     Hepinize iyi haftalar.

Can Dündar

 

 

  Bu yazı 249 defa okunmuştur.

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP

Bu Yazı'ya ilk yorum yapan siz olun.

  FACEBOOK YORUM

Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

  BİZİ TAKİP EDİN

  • ÇOK OKUNANLAR

      SON YORUMLAR