Binali İPEK

Yol'a Uygun Neler Var?

Binali İPEK
  07-03-2025 16:44:00

Yol’a talip olmayan, zaten Yol’dan sorulmaz!
Yol için Ana, Pir, Mürşid, Rehber, Baba birer hizmet sıfatıdır.
Kimseyi diğerinden üstün kılmaz.

Bir insanın başkan, ağa, paşa, reis, mühendis, avukat, doktor, profesör, general, bakan veya çok zengin bir iş adamı olması, onu üstün kılmaz!
Bu tarz sıfatlar, sömürgeci, adaletsiz ve haksızlığa açık bir sistemin içinde değer kazanmıştır.
Bu, insanı insana kul ve köle yapan, onu üstün kılan anlayışın; yani iktidar odaklı güç anlayışının sonucudur.
Sınırlar, ülkeler arasındaki hiyerarşik düzen gibi; egemenlik, kast sistemi, klan ve aşiret yapıları da bu güç ve otoriteye itaati buyuran anlayışın bir parçasıdır.

Kadim tarihsel Alevi Işık Ocakları ise, ortak komünal yaşam alanlarında adaletli, eşitlikçi ve rızalığa dayalı bir sistem kurmuşlardı.
Burada iktidar, sömürü, adaletsizlik ve haksızlık yoktur.
Rızalık esastır.
Gönüllü ikrara bağlı her talibin onayına açık olan bu sistem, doğa ile iç içe süren bir yaşam içerisinde oluşmuş kültürel, inançsal ve felsefi değerlerden beslenmiştir.
Bu değerler, insanı canlı ve cansız varlıkları gözetmeye, hak ve hakikati esas almaya yönlendiren kurallarla şekillenmiştir.

Öğretilerin gelişmesiyle birlikte, iç hukuk kuralları belirlenmiş ve her ocağı birbirine bağlayan ikrar bağı oluşturulmuştur.
Ocakların her biri, bir diğerine talip, rehber, pir veya mürşid olarak bağlıdır.
Yani bir ocak, diğer bir ocağın mürşidi, piri, rehberi ya da talibi olabilir.
Bu sistemde, ikrar vermeyen, rızalık almayan kimse Yol’a dahil değildir.

Bu ocaklarda hizmet yürütülür, muhabbet edilerek insanlar olgunlaşır, insan-ı kamil olma yolunda ilerlerlerdi.
Elbette ki rızalık sistemi uygulanırdı.
Mürşidin mürşidi, pirin piri, rehberin rehberi ve talibin talibi vardı ve herkes Yol’un talibiydi.
Bu sistemde herkes eşitti!
Herkes birbirini denetler, görgüler ve sorgular cem erkânlarında fiilen uygulanırdı.

Muhabbet, sevgi, saygı, barış ve huzur içinde alınan kararlar cemde rızalıkla yürütülürdü.
Birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlamak adına müsahiplik gibi sistemler geliştirilmişti.
Müsahiplik, iki ailenin eşitler arasında, ocak mürşidi, piri ve rehberi huzurunda, tüm canların tanıklığında ikrar darına durarak verilen sözdü.
Bu ikrar, Yol’a talip olan canların birbirine karşı sorumluluk aldığı bir bağlılıktı.

Birbirini denetleyen, gözeten, suçu ve borcu varsa ortaklaşa üstlenen bir yapıydı.
Dolayısıyla Yol’a ikrar verip talip olan biri, ocağını, mürşidini, pirini, rehberini ve müsahipliğini terk edemezdi.
Bundan dönüş yoktu!
İkrarından dönen kişi Yol düşkünü olurdu.

Yol öğretisini ihlal eden, hata veya suç sayılabilecek davranışları sergileyenler önce kendi ocaklarında sorguya çekilirdi.
Çözülemeyen meseleler Düşkünler Ocağı’na götürülerek orada çözülürdü.

Yol’a ikrar vererek çıkılır!
İkrar ve Yol öğretilerinin değişmezliğini anlatan şu sözler bunun en büyük işaretidir:

 "Gelme gelme… dönme dönme… Gelenin malı, dönenin canı!"
"Bu Yol, demirden leblebidir; çiğneyemezsin!"

 "Ateşten gömlektir; giyemezsin!"
 "Çiğneyebilirsen, giyebilirsen gel beri!"

Ocak mensuplarının tümü birbirinden sorumluydu.
Kimse aç, açıkta, mağdur bırakılmazdı.
Suç ve kötülüklerden insanları uzak tutarak sevgi ve muhabbeti büyütmek esastı.

"Sevgi, muhabbet kaynar yanan ocağımızda,
Bülbüller şevke gelir, gül açar bağımızda.
Hırslar, kinler yok olur aşk meydanımızda,
Aslanlar ile ceylanlar dosttur kucağımızda."

Pir Hünkâr Bektaş Veli

Bu halkalar genişledikçe ocaklar birbirine daha sıkı bağlanmış ve Yol’un birlik ruhu güçlenmiştir.

Egemenlerin Hesaplarına Gelmeyen Yol

Bu sistem, egemenlerin çıkarlarına hiçbir zaman hizmet etmemiştir.
Bu yüzden her dönemde katliamlar, sürgünler, zulümler, açlık, yokluk ve asimilasyon politikaları Alevilere reva görülmüştür.
Bu baskılar, günümüzde de hız kesmeden devam etmektedir.

Bugün bu zulmün ve mecburi teslimiyetin etkisiyle çok ciddi yozlaşmalar yaşanmaktadır.
Egemenlerin zulmü işbirlikçileri doğurmuş, teslimiyetçiliği yaymış ve Yol değerlerini içten içe kemiren sözde dedeler, pirler ve anaların örgütlenmesini ortaya çıkarmıştır.

Bu sahte yapılanmalar, Aleviliği kutsal kan bağına dayandırarak, üstünlük ve ast-üst ilişkileri üretmiştir.
Bu Yol değildir!
Bu anlayışa Yol insanları artık “dur!” demelidir.

Bugün camiye dönüştürülmüş, içini boşaltarak süslenmiş sahte cemevleri, Hınzır Paşalar tarafından yönetilmektedir.
Bu düzeni kabul edenler, Madımak’ta yakılan canlarımızın katillerini koruyan ve onların avukatlığını yapanların izinden gitmektedir!

Eğilmeyenlere, Yol’una ve davasına ikrarlı olanlara…

Aşk ile!

Binali İpek
 

 

  Bu yazı 214 defa okunmuştur.

  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP

Bu Yazı'ya ilk yorum yapan siz olun.

  FACEBOOK YORUM

Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

  BİZİ TAKİP EDİN

  • ÇOK OKUNANLAR

      SON YORUMLAR