WELG | Ardahan’ın Damal ilçesi Burmadere Köyü Muhtarı Şahismail Göyük’ün görevden alınması ve yerine kayyım atanması, devletin Alevilere yönelik asimilasyon politikalarını yeniden gündeme getirdi. Göyük, "Biz eşit yurttaşlık istiyoruz dedik, karşılığında asimilasyon ve baskıyla karşılaştık" dedi. Göyük’ün yerine MHP’li bir isim olan İlçe Özel İdare Müdürü Yasin Zorlu atandı.

Cemevlerine Vesayet: "Biz Dans Topluluğu Değiliz"

Göyük, seçildikten kısa süre sonra valilikte İçişleri Bakanlığı temsilcilerinin de katıldığı bir toplantıya çağrıldığını belirtti. Toplantıda cemevlerine maaşlı dedeler atanması ve Kültür Bakanlığı’na bağlanması önerisinin tartışıldığını ifade eden Göyük, bu teklifleri reddederek, "Alevilik, devletin kontrol altına alabileceği bir kültür değil, kadim bir inançtır. Biz, devletin Aleviliğini değil, kendi inancımızı yaşamak istiyoruz" dedi.

Göyük ayrıca, "81 ilde bir Alevi vali, savcı ya da emniyet müdürü yok. Bu eşitsizliğe dikkat çektiğimde ise yalnız bırakıldım. Diğer muhtarlar sessiz kaldı, ama bu benim sesimi kısmadı" dedi.

İhbar, Gözaltı ve Kayyım Süreci

Göyük, sosyal medyada 68 kuşağı devrimcilerini anmasının ardından terörle mücadele birimi tarafından gözaltına alındı. Denetimli serbestlikle serbest bırakılmasına rağmen görevinden uzaklaştırıldı ve yerine kayyım atandı. Göyük, "Beni Alevi ve solcu olduğum için yargılıyorlar. Bugüne kadar karakola düşmemiş biri olarak, şimdi devletin baskısına direnmek zorunda bırakılıyorum" dedi.

Devletin Kendi Aleviliğini Dayatma Politikası

Alevi toplumuna yönelik uygulamalar, devletin asimilasyon politikalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Cemevlerini Kültür Bakanlığı’na bağlama, maaşlı dedeler atama ve Aleviliği "kültürel" bir boyuta indirgeme girişimleri, Alevi inancını kontrol altına alma çabaları olarak görülüyor. Bu, devletin kendi tanımladığı bir "Alevilik" modeli dayatma politikası olarak eleştiriliyor.

Alevi Köylerinde Ajanlaştırma ve Bölme Çabası

Göyük, Alevi köylerinde ajanlaştırma girişimlerinin arttığını vurguladı. Bu stratejiyle Alevi toplumunun içinden bölünmesi ve geleneksel yapıların bozulması hedefleniyor. Göyük, "Alevilere asimile olmayı dayatıyorlar, kabul etmeyenleri ise baskıyla susturuyorlar" dedi.

Eşit Yurttaşlık Talebi Susturuluyor

Göyük’ün mücadelesi, sadece bir muhtarın mücadelesi değil, tüm Alevi toplumunun yıllardır süren eşit yurttaşlık talebinin sembolü olarak değerlendiriliyor. Göyük, "Biz eşit yurttaşlık istiyoruz. Cemevlerimizin inanç merkezi olarak tanınmasını ve devlet vesayetinden uzak tutulmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

Baskılara Karşı Direniş ve Dava Süreci

Göyük’ün davası 10 Aralık’ta görülecek. Göyük, bu süreçte yalnız bırakıldığını ifade ederek, "Bu mücadele yalnızca benim değil, tüm Alevilerin ve inanç özgürlüğü talep eden herkesin mücadelesidir" dedi.

@welgmedya.com